Eskişehir denince çoğu kişinin aklına gençlik, kültür ve modern bir yaşam geliyor. Fakat bu şehrin bir de gözden kaçmaması gereken ekonomik ve tarımsal potansiyeli var. Anadolu’nun tam ortasında yer alan Eskişehir, hem sanayi gücüyle hem de verimli topraklarıyla dikkat çekiyor.
Öncelikle tarımsal üretimden bahsetmek gerek. Sarıcakaya ve Mihalgazi ilçeleri, Türkiye’nin seracılıkta öne çıkan bölgelerinden. Mikroklima özelliği sayesinde özellikle domates, biber, salatalık gibi ürünlerde yılın büyük bölümünde üretim yapılabiliyor. Bunun yanı sıra Mihalıççık cevizi ve Alpu ovasının buğdayı, Eskişehir’in tarımsal değerleri arasında. Kırsal kalkınma projeleri ile birlikte meyve kurutma tesisleri, soğuk hava depoları ve işleme tesisleri, üretimin katma değerini artırıyor.
Sanayi tarafına baktığımızda ise Eskişehir, Türkiye’nin havacılık ve raylı sistemler üssü konumunda. TUSAŞ’ın uçak motorları üretiminden, TÜLOMSAŞ’ın lokomotiflerine kadar pek çok stratejik üretim Eskişehir’de yapılıyor. Aynı zamanda seramik, makine ve gıda sektörleri de şehir ekonomisinin lokomotifleri arasında.
Bu noktada dikkat çeken bir gerçek var: Eskişehir, sanayi ve tarımı birlikte yürütebilen nadir şehirlerden biri. Bir yanda modern organize sanayi bölgeleri, diğer yanda köylerde geleneksel üretim devam ediyor. Üniversitelerden çıkan genç girişimciler de bu üretime teknoloji katıyor. Akıllı tarım uygulamaları, dijital pazarlama ve ihracat odaklı projeler şehrin geleceğini şekillendiriyor.
Kısacası Eskişehir, yalnızca bir “öğrenci şehri” değil; aynı zamanda Türkiye’nin üretim gücünün merkezlerinden biri. Bugün serasında domates yetiştiren üreticiden, fabrika bandında motor parçası üreten işçiye kadar herkes, Eskişehir’in ekonomisine katkı sağlıyor. Ve bu tablo, şehrin gelecekte daha da büyüyerek ulusal ve uluslararası ölçekte adından söz ettireceğini gösteriyor.
