Zehra Bilici
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Denizden Sofraya: Su Ürünlerinin İşlenmesinde Yeni Dönem

Denizden Sofraya: Su Ürünlerinin İşlenmesinde Yeni Dönem

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye, üç tarafı denizlerle çevrili, gölleri ve akarsuları ile de zengin bir su potansiyeline sahip. Buna rağmen, su ürünleri sektöründe hak ettiği yeri tam anlamıyla alabilmiş değil. Çünkü balığı avlamak ya da yetiştirmek tek başına yeterli değil; asıl katma değer işleme ve pazarlama aşamasında ortaya çıkıyor.

Bugün dünya pazarlarına baktığımızda, dondurulmuş balık, konserve, tütsülenmiş ürünler, balık unu ve yağı gibi onlarca çeşit ürünü görüyoruz. Biz ise çoğu zaman balığı taze satmakla yetiniyoruz. Oysa işleme tesisleri sayesinde ürün hem daha uzun süre dayanabiliyor hem de daha yüksek fiyata satılabiliyor. Bir başka deyişle, su ürünleri işlenince sadece balık olmaktan çıkıyor, bir markaya dönüşüyor.

Peki bu yatırımlar nasıl mümkün olacak? İşte tam da burada hibeler devreye giriyor. Avrupa Birliği’nin kırsal kalkınma fonları (IPARD) kapsamında su ürünleri işleme ve depolama tesislerine %50 ile %70 arasında hibe desteği veriliyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın da çeşitli destek programları var. Bölgesel kalkınma ajansları ve KOSGEB ise yenilikçi işleme teknolojilerine ve soğuk zincir yatırımlarına destek sağlıyor.

Bugün Ege’de kurulan bir tütsülenmiş balık tesisi, ürünlerini Avrupa raflarına gönderebiliyor. Karadeniz’deki balık unu ve yağı tesisleri, hayvancılık sektörüne katkı sunarken aynı zamanda ihracat yapıyor. İç Anadolu’da tatlı su balıklarının şoklanarak paketlenmesi, bölgesel markaların doğmasına öncülük ediyor. Bu örnekler bize şunu gösteriyor: Doğru proje, doğru destek ve doğru pazarla su ürünleri sektörü büyük bir sıçrama yapabilir.

Üstelik dünya artık sağlıklı beslenmeye daha çok önem veriyor. Omega-3 zengini balık ürünlerine olan talep her geçen gün artıyor. Türkiye, sahip olduğu kaynakları iyi değerlendirirse, sadece iç piyasaya değil, dünya sofralarına da damga vurabilir.

Sonuç olarak; denizden sofraya uzanan bu yolculukta en kritik halka işleme tesisleridir. Eğer bu alana yatırım yapar, hibelerle desteklenen projeleri hayata geçirirsek, hem istihdamı artırır hem de ihracatla ülke ekonomisine ciddi katkı sağlarız. Kısacası, balığı yalnızca tutmak değil, işlemek de geleceğin en kârlı yatırımlarından biri olacak gibi görünüyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!