Dünya, iklim krizinin sert gerçekliğiyle artık yüzleşmek zorunda. Kuruyan topraklar, azalan su kaynakları, kontrolsüz sıcaklık artışları… Tüm bu tablo içinde, Birleşmiş Milletler tarafından her yıl düzenlenen COP – Taraflar Konferansı, gezegenin geleceği için en kritik küresel buluşma olarak öne çıkıyor.
Bu yıl yapılacak olan COP 31, iklim politikalarının yönünü belirleyecek; ülkelerin karbon nötr hedefleri, adaptasyon planları ve iklim finansmanı gibi hayati konularda yeni adımların atılacağı bir zirve. Ve bu dev buluşmanın ev sahibi, artık kesinleşti:
Türkiye.
Hem de en doğru şehirle: Antalya.
Antalya’nın ev sahipliği yalnızca bir organizasyon başarısı değil; aynı zamanda dünya için sembolik bir mesaj. Çünkü COP 31, sürdürülebilirlik, yeşil dönüşüm ve küresel iklim dayanışmasının yeniden şekilleneceği bir zirve olacak. Antalya ise bu mesajı taşıyacak doğal, ekonomik ve stratejik güce fazlasıyla sahip.
Akdeniz, iklim değişikliğinin “sıcak noktası” olarak biliniyor; sıcaklık artışı ortalamanın çok üzerinde, su stresi ciddi boyutta. Bu nedenle COP 31’in Antalya’da yapılması, dünyaya krizi yaşanan yerden anlatma fırsatı sunacak. Kentin turizm kapasitesi, modern altyapısı ve uluslararası ulaşım imkânları da böyle bir buluşma için ideal zemin hazırlıyor.
COP 31’de gündeme gelecek başlıklar ise hem dünya hem Türkiye için belirleyici olacak:
Küresel karbon azaltım taahhütlerinin güncellenmesi
Yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılması
Kuraklığa dayanıklı tarım modelleri
Yeşil finansman ve iklim fonlarının adil dağılımı
Su kaynaklarının korunması
Ekonomilerin düşük karbonlu modele geçişi
Bu başlıkların her biri, Türkiye’nin önümüzdeki 10 yılını doğrudan etkileyecek. Çünkü ülkemiz hem su kıtlığı hem tarımsal verim kaybı hem de enerji dönüşümü açısından kritik bir eşiğe gelmiş durumda. Antalya’daki bu zirve, Türkiye’yi sadece tartışmaların parçası değil, çözüm üreten ülkeler ligine taşıyacak.
Antalya’nın ev sahipliği, aynı zamanda Türkiye’nin iklim diplomasisindeki yeni konumunu da işaret ediyor. Bu kez Türkiye, “seyirci” değil; dünyanın geleceğini belirleyen masanın başında.
Sonuç olarak, COP 31 Antalya’da sadece bir konferans olmayacak. Bir çağrı, bir uyarı ve aynı zamanda bir umut olacak. Çünkü gezegenin kaderi, Akdeniz’in mavisi kadar kırılgan; fakat Antalya’nın güneşi kadar güçlü bir iradeyle değiştirilebilir.
COP 31 Antalya’da: Dünyanın Geleceği Akdeniz’in Kıyılarında Yazılacak
