Zehra Bilici
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Beylikova: Türkiye’nin Yer Altındaki Geleceği

Beylikova: Türkiye’nin Yer Altındaki Geleceği

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eskişehir’in sakin ilçelerinden biri olan Beylikova, uzun yıllar boyunca tarımın, hayvancılığın ve doğanın mütevazı ahengini sürdürdü. Ancak bugün, bu küçük Anadolu kasabası, adını dünyanın madencilik sahnesine yazdırmaya hazırlanıyor. Çünkü Beylikova topraklarının altında, dünyanın en büyük ikinci nadir toprak elementi (NTE) rezervi yatıyor.

Bilim insanlarının ve enerji uzmanlarının “geleceğin stratejik hammaddesi” olarak tanımladığı bu elementler, akıllı telefonlardan elektrikli araçlara, rüzgar türbinlerinden füze sistemlerine kadar sayısız teknolojide kullanılıyor. Kısacası, bu maden sadece Eskişehir’in değil, Türkiye’nin jeopolitik gücünü de değiştirebilecek nitelikte.

694 Milyon Tonluk Bir Hazine
Yapılan araştırmalara göre, Beylikova-Kızılcaören sahasında yaklaşık 694 milyon ton cevher rezervi tespit edildi. Üstelik bu cevherin içinde sadece nadir toprak elementleri değil; barit, florit ve toryum gibi başka değerli mineraller de bulunuyor. Ortalama %3,14’lük bir NTE oranıyla, burası artık sadece bir maden sahası değil, stratejik bir enerji üssü olarak görülüyor.

Eti Maden öncülüğünde başlatılan pilot tesis, yılda 1.200 ton cevher işleme kapasitesiyle çalışıyor. Hedef ise dev bir endüstriyel tesisle bu kapasiteyi yıllık 570.000 tona çıkarmak. Bu, Türkiye’nin sadece hammadde ihraç eden değil, teknolojiye yön veren bir ülke olma yolundaki kararlılığını gösteriyor.

Küresel Rekabetin Yeni Adresi
Bugün dünyada nadir toprak elementlerinin %85’inden fazlası Çin tarafından işleniyor. Bu da teknolojik üretimde ciddi bir bağımlılık yaratıyor. İşte bu noktada Beylikova’nın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor: Türkiye, bu rezervle birlikte stratejik bağımsızlık yolunda önemli bir adım atıyor.

Ancak unutmamak gerekiyor ki, bu tür büyük yatırımlar beraberinde çevresel, sosyal ve ekonomik sorumlulukları da getiriyor. Sürdürülebilir madencilik anlayışı, doğayı koruyarak kalkınma ilkesini merkezine almalı. Zira Beylikova’nın toprağında sadece maden değil, bereket, emek ve yaşam da var.

Toprak da, İnsan da Değerli
Eskişehir halkı, her zaman üretkenliğiyle tanınmıştır. Bu dev projenin de ancak yerel halkla el ele yürütülmesi, hem istihdam hem de bölgesel kalkınma açısından büyük önem taşıyor. Beylikova, sadece madeniyle değil, insanı ve emeğiyle de parlamalı.

Bugün yöre halkının beklentisi büyük: doğanın korunması, tarımın zarar görmemesi ve gençlere iş imkânı sağlanması. Çevre örgütleri de haklı olarak dikkat çekiyor; maden çıkarılırken su kaynaklarının, verimli tarım arazilerinin ve yerel ekosistemin korunması gerekiyor. Çünkü bir ülke zenginleşirken, doğasını yitirmemeli.

Sonuç
Bugün Beylikova’nın adı, dünya haritalarında enerjiyle, teknolojiyle ve stratejik kaynaklarla anılıyor. Fakat unutulmaması gereken bir gerçek var:
Bir ülkenin zenginliği, yalnızca yer altındaki cevherinde değil; o cevheri akıl, vicdan ve adaletle işlenmesindedir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!