Dünyanın en stratejik enerji geçiş noktalarından biri olan Orta Doğu’da sular bir kez daha kaynamaya başladı. İran ile ABD arasında yeniden tırmanan nükleer gerilim, sadece askeri ve diplomatik alanda değil, küresel enerji piyasasında da büyük sarsıntılara neden olabilir. JPMorgan tarafından yapılan son değerlendirmeye göre, bölgedeki kriz büyür ve Hürmüz Boğazı kapanırsa, Brent petrolün varil fiyatı 130 dolara kadar çıkabilir. Bu, günümüz itibarıyla yaklaşık 69 dolardan işlem gören petrol fiyatlarının neredeyse iki katına fırlaması anlamına geliyor.
HÜRMÜZ BOĞAZI: DÜNYA PETROLÜNÜN KALP DAMARI
Hürmüz Boğazı, Basra Körfezi ile Umman Denizi’ni birbirine bağlayan ve dünya petrol ticaretinin yaklaşık beşte birinin geçtiği hayati bir geçiş noktası. Her gün 20 milyon varil civarında petrol bu boğazdan taşınıyor. Sadece İran değil, Suudi Arabistan, Kuveyt, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri gibi pek çok ülkenin petrol ihracatı da buradan geçiyor. Yani bu boğaz, sadece bölgenin değil, dünyanın enerji güvenliğini ilgilendiren bir noktada duruyor.
Eğer İran-ABD gerilimi sıcak çatışmaya dönüşür ve İran bu boğazı geçici bile olsa kapatırsa, global petrol arzında ciddi bir kesinti yaşanır. JPMorgan, bu durumda fiyatların 120–130 dolar aralığına çıkabileceğini vurguluyor. Söz konusu fiyatlar sadece enerji maliyetlerini değil, tüm dünya ekonomisinin temel dengelerini altüst edebilir.
ABD-İRAN KRİZİ BÜYÜYOR: TANSİYON TEHLİKELİ NOKTADA
Gerilimin temelinde İran’ın nükleer programı yatıyor. ABD, İran’ın nükleer silaha ulaşmasını engellemek için baskılarını artırıyor. Buna karşılık Tahran yönetimi “saldırı olursa Amerikan üslerini hedef alırız” açıklamalarıyla karşılık veriyor. Bu tehditlerin ardından ABD, Bağdat’taki büyükelçiliğini tahliye etme kararı aldı. Askerî unsurlar hazır bekletiliyor. Yani diplomasi masası yavaş yavaş terk ediliyor, savaş riski ise yükseliyor.
Bu gelişmelerin enerji piyasalarına etkisi de gecikmedi. Piyasalar, yaşanabilecek arz kesintilerini önceden fiyatlamaya başladı. Son günlerde yatırımcılar, tedbir amacıyla petrol varlıklarına yöneliyor. Bu durum da haliyle fiyatları yukarı itiyor.
PETROL FİYATLARINDAKİ ARTIŞ TÜRKİYE’Yİ NASIL ETKİLER?
Türkiye gibi enerji ihtiyacının çok büyük bölümünü dışarıdan karşılayan ülkeler açısından bu tür gelişmeler, sadece haber başlığı değil, doğrudan hayat pahalılığı anlamına geliyor. Türkiye’nin enerji faturasının kabarması, döviz talebini artırır ve cari açığı büyütür. Bu da TL üzerinde baskı yaratır, dolayısıyla kur yükselir.
Böyle bir senaryo gerçekleşirse:
Akaryakıt fiyatlarında yeni zamlar kaçınılmaz olur. Motorin ve benzine ardı ardına zam gelir.
Elektrik ve doğalgaz fiyatları artar. Bu da sanayi üretiminden hane halkı bütçesine kadar her alanı etkiler.
Enflasyon yeniden alevlenir. Temel gıda ve ulaşım maliyetleri üzerinden hayat pahalılığı hızla artar.
Merkez Bankası üzerindeki faiz baskısı büyür. Enflasyonu kontrol altına almak için faizlerin yeniden artırılması gündeme gelir.
İş dünyası ve ihracatçılar zarar görür. Girdi maliyetleri artar, rekabet gücü zayıflar.
PETROL FİYATLARI BUGÜN NE DURUMDA?
Petrol fiyatları bu gelişmelerin etkisiyle dalgalı seyrediyor. Brent petrol sabah saatlerinde 68,78 dolardan işlem görürken, gün içerisinde 70 doları aştı. TSİ 17.06 itibarıyla varil fiyatı 69,13 dolara gerilemiş olsa da tansiyonun yükselmesi halinde fiyatlarda yeni sıçramalar bekleniyor.
SONUÇ: DİPLOMASİ MASASI TERK EDİLMEMELİ
Bölgede yaşanabilecek bir savaş sadece iki ülkeyi değil, bütün dünya ekonomisini sarsar. Enerjiye bağımlılığı yüksek ülkeler ise bu krizden en fazla etkilenecek kesim olacak. Türkiye gibi kırılgan ekonomilerde bu tür senaryolar doğrudan vatandaşın cebini yakar. Akaryakıt, doğalgaz, elektrik, ulaştırma, üretim maliyetleri derken etkiler zincirleme şekilde hissedilir.
Bu nedenle çözümün adresi savaş değil, akılcı diplomasi olmalıdır. Enerji piyasasının istikrarı sadece zengin ülkelerin değil, bütün dünya halklarının ortak çıkarıdır. Şimdi önemli olan şey, diplomasi kanallarını açık tutarak bu krizi yönetebilmek ve enerji güvenliğini sağlayacak uluslararası çözümler üretebilmektir.