Türkiye’de ticari hayatı yakından ilgilendiren köklü bir değişim kapıda. Yıllardır iş dünyasında, esnafın, vatandaşın ve hatta büyük şirketlerin kullandığı elle doldurulan kırtasiye senetleri artık tarihe karışıyor. Ekim ayında Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gelmesi beklenen 11. Yargı Paketi, senetlere karekod ve filigran zorunluluğu getiriyor. Böylece hem sahtecilik girişimlerinin önüne geçilmesi hem de mahkemelerde yıllar süren dava süreçlerinin kısalması amaçlanıyor.
Bu düzenleme yalnızca teknik bir değişiklik değil; aynı zamanda ticari güvenin, ekonomik istikrarın ve adaletin hızlanmasının önünü açacak büyük bir adım olarak değerlendiriliyor.
Kırtasiye Senetlerinden Resmî Senetlere Geçiş
Bugüne kadar herhangi bir kırtasiyeden kolayca satın alınabilen ve elle doldurulan senetler, uygulamada çok ciddi sorunlara yol açıyordu. Basitçe çoğaltılabilen veya üzerinde oynanabilen bu belgeler, sık sık sahtecilik davalarının merkezinde yer aldı. Vatandaşlar, çoğu zaman farkında bile olmadan, geçersiz ya da üzerinde değişiklik yapılmış senetlerle karşı karşıya kaldı ve mağduriyetler yaşandı.
Yeni düzenleme ile birlikte bu dönemin kapanacağı ilan edildi. Artık senetler, tıpkı banknotlarda olduğu gibi filigranlı ve kopyalanması güç güvenlik özellikleri taşıyacak. Ayrıca her senede özel bir karekod eklenecek. Bu karekod, e-Devlet üzerinden doğrulanabilecek ve belgenin resmî kayıtlarına anında ulaşılabilecek.
Kısacası, kırtasiyeden alınan ve elde doldurulan senetler tamamen geçersiz hâle gelirken, devlet denetiminde hazırlanan ve standartları belli olan yeni nesil senetler kullanılacak.
Ticari Güvenliğin Yeni Sigortası
Adli bilişim uzmanı Prof. Dr. Ali Murat Kırık’ın da altını çizdiği üzere, bu düzenleme ticari güvenliği kökten değiştirecek devrim niteliğinde. Çünkü senet, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerde (KOBİ) ticari hayatın bel kemiği konumunda. Borçlanmalarda, vadeli alım-satım işlemlerinde ve alacakların güvenceye alınmasında senet büyük önem taşıyor.
Ancak güvenlik açıkları, senedin sağladığı güveni yıllardır gölgeliyordu. Bir senedin gerçek olup olmadığının anlaşılması çoğu zaman uzun süren bilirkişi raporlarına ve mahkeme süreçlerine bağlıydı. Yeni sistem sayesinde ise, vatandaşın elindeki telefonla karekodu okutması yeterli olacak. Senedin kim tarafından düzenlendiği, hangi tarihte hazırlandığı ve ne kadar tutarda olduğu saniyeler içinde görülebilecek.
Bu da ticari ilişkilerde hem şeffaflığı hem de hızlı güven tesisini beraberinde getirecek.
Yargı Süreçlerine Büyük Katkı
Yeni uygulamanın yalnızca ticari hayata değil, adalet sistemine de önemli katkılar sağlayacağı öngörülüyor. Bugüne kadar mahkemelerin yoğun dosya yükünün önemli bir kısmını sahte senet davaları oluşturuyordu. Bir senedin sahte olup olmadığının anlaşılması için bilirkişi raporları, teknik incelemeler, tarafların beyanları derken, davalar yıllarca sürebiliyordu.
Oysa karekod ve filigran zorunluluğu sayesinde, mahkemeler artık doğrudan doğrulama yapabilecek. Senedin üzerindeki karekod okutulduğunda, belgenin resmî kayıtlarda olup olmadığı anında görülecek. Bu da hem vatandaşın zaman kaybını önleyecek hem de mahkemelerin iş yükünü büyük ölçüde azaltacak.
Adaletin hızlanması, yalnızca davaların daha çabuk sonuçlanması değil, aynı zamanda yargıya duyulan güvenin artması anlamına geliyor. Çünkü vatandaş için en önemli unsur, adaletin gecikmeden tecelli etmesi.
Dijitalleşme Yolunda Yeni Bir Adım
Türkiye, son yıllarda adalet ve ekonomi alanında dijitalleşmeye yönelik çok sayıda reform gerçekleştirdi. E-Devlet altyapısının güçlenmesi, UYAP sisteminin yaygınlaşması ve elektronik imzanın kullanımı bu adımlar arasında öne çıktı.
Karekodlu ve filigranlı senet uygulaması da bu sürecin doğal bir devamı niteliğinde. Senetlerin üretimi, dağıtımı ve kayıt işlemleri ya Merkez Bankası ya da yetkilendirilecek başka bir resmî kurum tarafından yürütülecek. Böylece her senet, daha düzenlenme aşamasında dijital ortamda kayıt altına alınmış olacak.
Bu sayede devlet, yalnızca güvenliği artırmakla kalmayacak, aynı zamanda ekonomik hareketliliği daha sağlıklı izleme imkânına da sahip olacak.
Vatandaş Açısından Olası Zorluklar
Her yeni sistemde olduğu gibi, karekodlu senet düzenlemesinde de vatandaşların alışma süreci gündeme gelecek. Özellikle dijital uygulamalara çok hâkim olmayan kişiler için başlangıçta soru işaretleri olabilir. “Telefonla karekod nasıl okutulacak?” veya “e-Devlet üzerinden nasıl kontrol yapılacak?” gibi sorular öne çıkabilir.
Ancak uzmanlara göre bu sorunlar geçici olacak. Devletin yapacağı bilgilendirme kampanyaları, rehberlik çalışmaları ve adım adım yönlendirmeler sayesinde vatandaşın sisteme uyum sağlaması kolaylaşacak. Üstelik uzun vadede vatandaşlar, daha güvenli, daha hızlı ve daha şeffaf bir ticaretin avantajlarını yaşayacak.
Dolandırıcılara Karşı En Güçlü Kalkan
Türkiye’de özellikle son yıllarda artan finansal dolandırıcılık vakaları, vatandaşın güvenini sarsmıştı. Sahte senetler üzerinden yapılan oyunlar, birçok kişinin büyük mağduriyet yaşamasına sebep olmuştu.
Karekodlu senet sistemi bu noktada, dolandırıcılara karşı adeta en güçlü kalkan olacak. Çünkü artık üzerinde oynanmış, sonradan ekleme yapılmış veya tamamen sahte bir senedin resmî kayıtlara girmesi mümkün olmayacak. Vatandaş da en küçük şüphe anında karekodu okutarak belgenin doğruluğunu teyit edebilecek.
Sonuç: Hem Güven Hem Hız
Türkiye, 11. Yargı Paketi ile yalnızca bir mevzuat değişikliğine değil, aynı zamanda ticari ve adli güvenliği yeniden inşa eden bir sisteme adım atıyor. El yazması senetlerin tarih sahnesinden çekilmesi, geleneksel alışkanlıkların sona ermesi anlamına gelse de karekodlu ve filigranlı senetler çok daha güvenli, hızlı ve şeffaf bir dönemin kapısını aralıyor.
Kısacası bu yeni sistem hem vatandaş hem iş dünyası hem de yargı için kazançlı bir dönüşüm anlamına geliyor. Geçmişte mağduriyetlere yol açan el yazması senetlerin yerini, teknolojinin sunduğu güvenlik ve hızla desteklenen modern belgeler alacak.
Türkiye, bu adımla birlikte yalnızca ticari güveni değil, aynı zamanda adaletin hızını ve güvenilirliğini de artıracak.