Zafer Özcivan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Her 10 Liranın 9’u Faize Gidiyor

Her 10 Liranın 9’u Faize Gidiyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye ekonomisi, son yıllarda giderek ağırlaşan bir borçlanma döngüsüne girdi. Özellikle 2025 yılına gelindiğinde iç borçlanmanın maliyeti neredeyse tüm ekonomik planlamaları sekteye uğratacak boyutlara ulaştı. Haziran ayı itibarıyla iç borç servisi adı altında yapılacak toplam ödeme 265,6 milyar lira. Ancak bu devasa ödemenin sadece 25 milyar lirası borcun asıl (ana para) kısmını oluşturuyor. Geri kalan 240 milyar liralık ödeme tamamen faiz gideri. Yani, bu ay devletin yaptığı her 10 liralık iç borç ödemesinin 9 lirası yalnızca borcun faizi için harcanıyor. Bu tablo, hem ekonominin içinde bulunduğu yapısal sorunları hem de uzun vadede sürdürülemez bir kamu maliyesi stratejisini ortaya koyuyor.

YÜKSEK FAİZ KISKAÇI DERİNLEŞİYOR

Geçmişte kamu borç yönetimi, iç ve dış borçların belli bir denge içinde tutulmasıyla daha yönetilebilir bir yapıdaydı. Ancak özellikle son 5 yılda uygulanan ekonomi politikaları – düşük faiz ısrarı, kur şokları, rezerv kayıpları ve enflasyonla mücadeledeki zafiyetler – Türkiye’nin iç borçlanmaya olan bağımlılığını artırdı. Devlet, nakit ihtiyacını karşılamak için sürekli borçlanmak zorunda kalıyor. Ancak piyasadan yeni borç bulmak her geçen gün daha pahalı hale geliyor.

Haziran ayında yapılacak 265,6 milyar liralık ödeme, yalnızca bugünü değil, yarını da ipotek altına alıyor. Çünkü bu borcu ödeyebilmek için Hazine yeni borçlanmalara gidiyor. 278,9 milyar liralık yeni iç borçlanma planı yapılmış durumda. Bu durum borcun borçla çevrildiği, üstelik bu borçların maliyetinin sürekli arttığı bir sarmalı işaret ediyor.

İÇ BORÇTA FAİZİN AĞIRLIĞI TARİHİ ZİRVEDE

Kamu borçlarının geri ödenmesinde faizin ağırlığı son yıllarda adeta patladı. 2017 yılında iç borç ödemelerinin %40’ından fazlası faize gidiyordu. 2019’da bu oran %45,8’e kadar çıktı. 2020 ve 2021 yıllarında görece bir iyileşme yaşandı; faiz ödemeleri toplam iç borç servisinin sırasıyla %31 ve %28,4’üne geriledi. Ancak bu olumlu gelişme geçici oldu. 2022 yılında yeniden yükselişe geçerek %42,6’ya, 2023’te ise %48,3’e çıktı. 2024 yılı sonunda bu oran %57,3’e ulaştı. 2025’in ilk çeyreğinde ise bu oran %74,7 oldu. Yani her 4 liralık iç borç ödemesinin 3 lirası faize gidiyor. Haziran ayına gelindiğinde bu oran %90 sınırına dayandı.

Bu dramatik yükseliş, kamu kaynaklarının giderek daha büyük bir kısmının faize aktarıldığını gösteriyor. Bu da demektir ki, devletin eğitim, sağlık, altyapı ve sosyal harcamalara ayırabileceği kaynaklar her geçen gün azalıyor. Ekonomide büyümeyi desteklemesi gereken kamu yatırımları, artık faiz yükü altında eziliyor.

YENİ BORÇLAR, YENİ RİSKLER

Hazine’nin bu ay içerisinde yaptığı borçlanmalara baktığımızda, vade sürelerinin oldukça uzun tutulduğu görülüyor: 273 gün, 1.554 gün ve 2.464 gün vadeli borçlanmalar yapıldı. Bu vadeler, uzun yıllar boyunca borç faizi ödemeye devam edeceğimiz anlamına geliyor. Bu borçlanmaların bazıları yeniden ihraç, bazıları ise ilk kez yapılan ihraçlardan oluşuyor. Haziran ayı boyunca yapılacak toplam 8 ihale ile 278,9 milyar liralık borçlanma planlanıyor. Yani Haziran ayında ödenecek 265,6 milyar liralık borç için daha fazlası yeniden borç olarak alınacak.

Uzmanlara göre bu ihalelere gelecek teklifler de yüksek faiz içerecek. Çünkü yatırımcılar, enflasyonun ve risklerin yüksek olduğu bir ortamda düşük faizli tahvillere yatırım yapmak istemiyor. Bu nedenle Hazine’nin bu teklifleri kabul edip etmeyeceği merak konusu. Kabul ederse bu, devletin nakit sıkıntısı yaşadığı anlamına gelebilir. Etmezse, bu kez Merkez Bankası’nın Temmuz-Ağustos döneminde faiz indirimi yapması bekleniyor olabilir.

TEMMUZ VE AĞUSTOS AYLARINDA TABLO PEK DEĞİŞMİYOR

Haziran ayında olduğu gibi, Temmuz ve Ağustos aylarında da kamu maliyesi üzerindeki faiz yükü devam edecek. Temmuz ayında toplam 316 milyar liralık iç borç servisi yapılacak. Bu tutarın 80,3 milyar lirası faiz olarak ödenecek. Ağustos’ta ise borç servisi 337,7 milyar lirayı bulacak ve bunun 151,4 milyar lirası faize gidecek. Görüldüğü gibi, faiz yükü azalmıyor; aksine artarak sürüyor. Faizlerin bu denli yüksek olmasının altında yalnızca piyasa koşulları değil, geçmişte yapılan hatalı tercihler de yatıyor.

Bu tabloyu daha da endişe verici kılan şey ise şudur: Hazinenin her ay daha fazla borçlanarak eski borçlarını çevirmesi, Türkiye’yi bir “borç-faiz sarmalı”na sokuyor. Bu, bütçeyi bağımlı hale getiriyor. Özellikle dış şoklara açık, kırılgan bir ekonomide bu tür borç döngüleri çok daha tehlikeli olabilir.

UZMANLARDAN CİDDİ UYARILAR

Konuya ilişkin ekonomistlerin ortak uyarısı şu yönde: Eğer bu borç-faiz yapısı hızla kontrol altına alınmazsa, orta vadede Türkiye ekonomisi için ciddi kırılganlıklar oluşabilir. Yatırımcı güveninin sarsılması, kamu hizmetlerinde aksamalar, yeni vergi yükleri veya kemer sıkma programları gündeme gelebilir. Ayrıca, kamu borcunun çevrilmesinde sorun yaşanması, döviz kurlarında ani sıçramalar ve kredi derecelendirme kuruluşlarından olumsuz notlar getirebilir.

Bu uyarılar, yalnızca akademik kaygılardan ibaret değil. Son birkaç yılın gelişmeleri bize, ekonomideki dengesizliklerin sosyal ve siyasi etkiler yaratabildiğini defalarca gösterdi. O nedenle bu tür göstergeler ciddiyetle ele alınmalı ve yapısal adımlar zaman kaybetmeden atılmalı.

SONUÇ: SÜRDÜRÜLEMEZ BİR YÜKÜN EŞİĞİNDEYİZ

Haziran 2025 itibarıyla iç borç servisinin %90’a yakınının faize gitmesi, Türkiye’nin kamu maliyesi açısından son derece kırılgan bir zeminde ilerlediğini gösteriyor. Borcu borçla çevirme alışkanlığı, artık borcun kendisinden daha büyük bir yük olan faiz giderleri yaratıyor. Bu durum yalnızca bugünü değil, yarını da ipotek altına alıyor.

Önümüzdeki süreçte faiz yükünün düşürülmesi, borçlanma ihtiyacının azaltılması ve kamu maliyesinde verimliliğin artırılması temel hedefler olmalı. Bu da ancak şeffaf, öngörülebilir ve güven veren bir ekonomik yönetişimle mümkün olabilir. Aksi halde, “her 10 liranın 9’u faize gidiyor” cümlesi, yalnızca bugünün değil, gelecek yılların da en acı gerçeği haline gelebilir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!