Zafer Özcivan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Gıda Fiyatlarında Endişe Verici Artış

Gıda Fiyatlarında Endişe Verici Artış

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

2025 Haziran ayında, küresel gıda fiyatları yeniden yükselişe geçerken, Türkiye’de bu artışların tüketiciye yansımaları oldukça ağır oldu. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) haziran ayında açıkladığı Gıda Fiyat Endeksi yüzde 0,5 artarak 128 puana ulaşırken, Türkiye’de gıda enflasyonu yıllık bazda çift hanelerde seyretmeye devam ediyor.

Türkiye’de Gıda Enflasyonu Neden Bu Kadar Yüksek?

Türkiye’nin gıda enflasyonundaki yükselişi, sadece küresel fiyat hareketlerinden değil, aynı zamanda ülke içindeki ekonomik ve yapısal sorunlardan da besleniyor.

1. Döviz Kurlarındaki Dalgalanma ve Girdi Maliyetleri:

Tarım sektörü, özellikle gübre, yem, tarım ilacı ve enerji girdilerinde büyük oranda dövize bağlı. 2023-2025 döneminde döviz kurundaki dalgalanmalar, bu girdilerin maliyetini katladı. Bu da doğal olarak üreticinin maliyetini artırıp, fiyatların tüketiciye yansımasına neden oldu.

2. Üretim ve Verimlilik Sorunları:

Son dönemde yaşanan iklim değişikliği etkileri, başta kuraklık olmak üzere aşırı hava koşulları nedeniyle tarımsal üretim azalıyor. Türkiye’nin özellikle buğday, ayçiçeği ve mısır gibi stratejik ürünlerde verimliliği düşüyor. Ayrıca tarım sektöründeki teknolojik yatırımların yetersizliği, küçük çiftçilerin desteklenmemesi üretimi sınırlıyor.

3. Tedarik Zinciri Problemleri:

Gıda ürünlerinin üretimden tüketiciye ulaşana kadar geçirdiği süreçte lojistik ve nakliye maliyetleri yükseldi. Enerji fiyatlarındaki artış, ulaşım giderlerini doğrudan artırdı. Özellikle kırsal alanlardaki üretimin şehir merkezlerine ulaşması daha maliyetli hale geldi.

4. Aracıların Etkisi ve Piyasa Yapısı:

Türkiye’de tarım ve gıda ürünlerinde çok sayıda aracı bulunuyor. Üretici ile tüketici arasındaki bu uzun zincir, fiyatların üzerinde gereksiz artışlara yol açıyor. Zayıf denetim ve şeffaflık eksikliği nedeniyle fiyat spekülasyonları da ortaya çıkabiliyor.

5. Talep ve Tüketim Alışkanlıklarındaki Değişim:

Nüfus artışı ve kentleşme ile birlikte gıda talebi çeşitleniyor. Özellikle sağlıklı, organik ve doğal ürünlere olan ilgi artarken, bu ürünlerin fiyatları da yüksek seyrediyor. Ayrıca pandemi sonrası dışa bağımlılığın azaltılması hedefi, bazı ürünlerde stok ve arz sorunlarını beraberinde getirdi.

Gıda Enflasyonunun Halkın Mutfağına Yansıması

Türkiye’de hane halkı gelirleri ve gıda fiyatlarındaki artış arasındaki makas giderek açılıyor. TÜİK verilerine göre, temel gıda ürünlerinde fiyat artışları yılbaşından bu yana %30-50 arasında değişirken, maaş ve ücret artışları bu seviyelerin çok altında kaldı. Bu da özellikle düşük ve orta gelir grubundaki ailelerin gıda erişimini zorlaştırıyor.

Örneğin, et ve süt ürünlerindeki fiyat artışları, protein tüketiminin düşmesine yol açıyor. Tüketiciler daha ucuz ve besin değeri düşük gıdalara yönelmek zorunda kalıyor. Bu durum uzun vadede halk sağlığı açısından ciddi riskler yaratıyor.

Ayrıca, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan ve kendi üretimini yapamayan aileler, market fiyatlarındaki dalgalanmalardan daha fazla etkileniyor. Kira, ulaşım ve diğer hayat pahalılığı unsurlarıyla birleşince, gıda harcamaları toplam bütçe içindeki payı hızla yükseliyor.

Tarım Politikalarında Yeniden Yapılanma ve Gıda Güvenliği

Türkiye’nin gıda enflasyonuyla başa çıkması için kısa vadeli fiyat kontrolü politikalarının yanı sıra, uzun vadeli stratejilere de ihtiyacı var.

Yerel Üretimin Desteklenmesi: Çiftçilere doğrudan desteklerin artırılması, uygun fiyatlı gübre ve yem temini, üretimde teknolojik dönüşüm ve eğitim programları hayati önemde.

Tedarik Zinciri ve Lojistik Altyapısının Güçlendirilmesi: Soğuk zincir sistemlerinin yaygınlaştırılması, nakliye maliyetlerinin düşürülmesi için yatırım yapılması gerekiyor.

Pazar Denetiminin Artırılması: Fiyat spekülasyonlarının önlenmesi, aracıların piyasa üzerindeki aşırı etkisinin sınırlandırılması için etkili denetimler şart.

Sürdürülebilir Tarım Uygulamaları: İklim değişikliğine dayanıklı tarım teknikleri, su kaynaklarının verimli kullanımı, toprak sağlığının korunması gibi çevresel önlemler uzun vadede üretim istikrarı sağlar.

Gıda Güvenliği Stratejileri: Gıda arzında dışa bağımlılığın azaltılması, stratejik ürün stoklarının oluşturulması gibi politikalar, olası krizlere karşı koruma sağlar.

Sonuç

Haziran 2025’te küresel gıda fiyatlarındaki artış, Türkiye’de çok daha yakıcı bir hal aldı. Gıda enflasyonu, sadece ekonomik bir sorun değil, sosyal ve sağlık boyutlarıyla da halkın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen bir kriz haline dönüşüyor. Üretimden tüketiciye kadar uzanan bütüncül bir yaklaşım benimsenmeden, bu sorunun çözülebilmesi mümkün değil.

Türkiye’nin önünde zorlu bir dönem var. Hükümetin, üreticinin, tüketicinin ve özel sektörün ortaklaşa çalışarak, şeffaf ve sürdürülebilir politikalar geliştirmesi şart. Aksi halde, gıda fiyatlarındaki bu yükseliş halkın günlük yaşamını daha da zorlaştıracak, beslenme dengesini bozacak ve toplumsal huzursuzlukları tetikleyebilir.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

zozcivan@hotmail.com

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet