Türkiye uzun yıllardır dış ticaret açığı veren bir ekonomi. Her ne kadar zaman zaman ihracat rekorları açıklansa da tabloya daha geniş bir pencereden baktığımızda, yapısal bir dengesizlikle karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Peki neden? Türkiye’nin dış ticareti neden kalıcı olarak düzelemiyor?
Her şeyden önce üretim modelimiz ithalata bağımlı. Bugün ihracat yapabilmek için bile hammadde ve ara malı ithalatına muhtacız. Bu durum, ihracat artarken bile ithalatın önüne geçemediğimiz bir tabloyu doğuruyor. Sonuç? Kronik dış ticaret açığı…
Bir diğer temel sorun, ihraç ettiğimiz ürünlerin niteliği. Katma değeri düşük, orta teknolojiye dayalı ürünlerle global pazarda güçlü rekabet şansımız sınırlı. Almanya veya Güney Kore gibi ülkeler yüksek teknoloji satarak dış ticaret fazlası verirken, biz hâlâ düşük marjlarla hacim peşindeyiz. Oysa çağ artık bilgi ve teknoloji çağı.
Ekonomik istikrar da dış ticaret performansını belirleyen ana unsurlardan. Kur oynaklığı ve yüksek enflasyon, ihracatçının hem maliyetini artırıyor hem de dış pazarda güven kaybına yol açıyor. Bugün dövizdeki küçük bir sıçrama bile üreticinin tüm planlarını altüst edebiliyor.
Dış ticaretin başka bir zayıf halkası ise sanayideki dönüşüm eksikliği. Yeterli Ar-Ge yatırımı yok. Markalaşma, patent, inovasyon hâlâ geri planda. Sanayi üretimimiz büyük ölçüde montaj ve fason üzerine kurulu. Bu tablo, bizi global tedarik zincirlerinde yukarıya taşıyamıyor.
Üstelik sadece üretim değil, ihracatın kendisi de sorunlu. Lojistik altyapı, gümrük işlemleri, ihracat teşviklerine erişim gibi konular hâlâ çözüm bekliyor. KOBİ’ler dış ticaretin dışında kalıyor çünkü finansman bulmakta zorlanıyor, uzman eleman sıkıntısı çekiyor.
Bir diğer dikkat çeken husus, siyasi ve diplomatik ilişkilerin ticaret üzerindeki gölgesi. Bazı ülkelerde Türk mallarına yönelik boykotlar, gerginlikler, güven sorunları yaşanıyor. Dış ticaret sadece rakam değil; güven, istikrar ve öngörülebilirliktir.
Sonuç olarak dış ticaretin düzelmesi için palyatif çözümler yetmez. Kalıcı bir dönüşüm gerekiyor. Yani üretimde teknoloji, ticarette strateji, politikada istikrar şart. Ancak bu şekilde Türkiye, net ihracatçı bir ülke olabilir.
Bu dönüşüm uzun soluklu ve kararlılık isteyen bir süreç. Ama başlamadan sonuç da alınmaz.
Ekonomiye dış ticaret penceresinden bakan herkesin artık bu gerçeklerle yüzleşme vakti geldi…