Türk Dış Ticaretinin Görmezden Gelinen Gerçeği: Firmaların Kronik Hataları
Türkiye ekonomisi yıllardır “ihracat rekorları” manşetleriyle övünse de, sahaya indiğinizde tablo çok farklı. Gerçek şu ki, Türk firmalarının önemli bir kısmı dış ticareti hâlâ günü kurtarma aracı olarak görüyor. Strateji, vizyon, sürdürülebilirlik, marka değeri… Bunlar ya hiç yok ya da kâğıt üzerinde kalmış ifadeler.
1. Pazarı Bilmeyen İhracatçı Olmaz
Birçok Türk firması için ihracat demek, “bir alıcı bul, konteyneri doldur, gönder” mantığıyla sınırlı. Hedef ülkenin regülasyonunu, tüketici kültürünü, rekabet koşullarını bilmeden atılan bu adımlar genellikle ya ürünlerin gümrükte takılmasıyla ya da ilişkilerin çabucak kopmasıyla sonuçlanıyor. Hâlâ pazar araştırmasına bütçe ayırmayan, yerinde fuar ziyareti yapmayan firmalarla karşılaşıyoruz.
2. Fiyatla Yarış, Değerle Değil
Türk firmalarının büyük kısmı kendini “ucuz alternatif” olmaya mecbur hissediyor. Bu da ne yazık ki düşük kalite algısını beraberinde getiriyor. Katma değeri yüksek ürün üretmeden, marka yaratmadan, sadece fiyatla rekabet etmeye çalışan firmalar, kısa vadede kazansa da uzun vadede oyunun dışına itiliyor. Çünkü artık dünya kaliteye, tasarıma ve özgünlüğe değer veriyor; ucuzculuğa değil.
3. Kurumsallık Yerine “Ahbap Çavuş” Dış Ticareti
İhracat departmanlarının profesyonellikten uzak yapısı dikkat çekici. Eğitimli kadro yerine tanıdıklar, sistemli CRM yerine WhatsApp mesajları, iş takibi yerine rastgele e-postalar… Bu şekilde dış ticaret yapılmaz. Yapılsa da sürdürülemez. Ne yazık ki birçok firma, başarısızlığın nedenini dış etkenlerde ararken kendi içindeki yönetim zaaflarını görmezden geliyor.
4. Dijital Körlük ve Görünmezlik
Dünya, dijitalleşme çağını yaşarken birçok Türk firması hâlâ güncellenmemiş web siteleri, eksik İngilizce içerikler ve sıfır dijital pazarlama ile “ihracat” yaptığını zannediyor. Google’da bile bulunamayan firmalar, uluslararası alanda nasıl bilinir hale gelecek? E-ihracat trenini kaçıranlar, geleneksel ihracatı da elinde tutamayacak yakında.
5. Devlet Desteğini Bilmemek Cehalet Değil Mi?
Türkiye, KOBİ’lere yönelik ihracat teşvikleri ve destekleri konusunda oldukça cömert. Ancak bu teşviklerden haberdar olmayan veya nasıl başvuracağını bilmeyen yüzlerce firma var. Sebep belli: profesyonel danışmanlığa yatırım yapılmıyor, dış ticaret eğitimi önemsenmiyor. Bilgiye değil, ezbere dayalı bir dış ticaret anlayışı hâkim.
Türkiye’nin ihracat potansiyeli yüksek; ama bu potansiyel, hatalarla dolu bir zihniyetle boşa harcanıyor. “İhracat yaptık” demek kolay, “doğru ihracat” yapmak ise cesaret, bilgi ve vizyon ister. Firmalar artık aynaya bakmak zorunda. Çünkü dış ticaretteki asıl engel, çoğu zaman dış dünyada değil, kendi içimizdedir