Küresel rekabetin yoğunlaştığı günümüz dünyasında, ekonomilerin sürdürülebilir büyüme sağlaması ancak güçlü bir ihracat altyapısı ile mümkündür. Bu altyapının temel taşlarını ise Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler (KOBİ’ler) oluşturur. Türkiye gibi üretim potansiyeli yüksek ülkelerde KOBİ’leri ihracata dâhil etmek, yalnızca ekonomik büyümeyi değil, aynı zamanda istihdamı ve teknoloji üretimini de hızlandıracaktır. Bu konuda en dikkat çekici örneklerden biri Çin
1. Çin’in KOBİ Odaklı Büyüme Modeli
Çin, 1980’lerden itibaren uyguladığı dışa açık ekonomi politikalarıyla ihracatını hızla artırmış ve dünyanın en büyük üretim üssü hâline gelmiştir. Bu başarıda KOBİ’lerin payı son derece büyüktür. Çin’de KOBİ’ler:
İstihdamın %80’ini,
Ve ihracatın yaklaşık %60’ını oluşturmaktadır.
Çin hükümeti, KOBİ’leri yalnızca iç pazarın değil, dış ticaretin de ana aktörü olarak görmüş; bu işletmelere vergi teşvikleri, ihracat kredileri, lojistik destekler ve teknoloji bölgelerinde yer alma imkânları sağlamıştır. Bu sayede küçük üreticiler dahi dünya pazarlarına erişim sağlamış, Çin malları küresel ölçekte rekabet edebilir hâle gelmiştir.
2. Türkiye Açısından KOBİ’lerin İhracata Katkısı
Türkiye’de de işletmelerin yaklaşık yarısından KOBİ statüsündedir. Ancak ihracatın büyük bölümü hâlâ büyük ölçekli firmalar tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu durum, potansiyelin tam anlamıyla değerlendirilemediğini göstermektedir.
KOBİ’leri ihracata dahil etmek;
Bölgesel kalkınmayı hızlandırır,
İstihdamı artırır,
Dış ticaretin tabana yayılmasını sağlar,
Ve ülkenin döviz gelirlerini çeşitlendirir.
KOBİ’lerin ihracatta aktif rol alması, Türkiye’nin küresel tedarik zincirlerinde daha güçlü bir konum elde etmesine de katkı sağlayacaktır.
3. Çin’den Alınabilecek Dersler
Türkiye, Çin’in deneyiminden önemli stratejik dersler çıkarabilir:
Devlet desteklerinin sadeleştirilmesi: Çin, KOBİ’lere yönelik ihracat teşviklerini bürokratik engellerden arındırarak hızlı ve erişilebilir hâle getirmiştir.
Teknoloji ve dijitalleşme yatırımları: Çinli KOBİ’ler e-ticaret platformları (örneğin Alibaba) üzerinden dünya pazarlarına ulaşarak ihracat hacimlerini büyütmüştür.
Bölgesel kümelenme modeli: Çin’de üretici KOBİ’ler, aynı sektörde faaliyet gösteren firmalarla kümelenerek maliyet avantajı ve bilgi paylaşımı sağlamıştır. Türkiye’de de benzer sanayi kümeleri oluşturulabilir.
KOBİ’leri ihracatın merkezine yerleştirmek, Türkiye’nin küresel ekonomide rekabet gücünü artırmanın en etkili yollarından biridir. Çin örneği, küçük işletmelerin doğru teşvik politikalarıyla nasıl büyük bir ekonomik güç hâline gelebileceğini açıkça göstermektedir.
Türkiye, KOBİ’lerini dijital, yenilikçi ve dış pazarlara açık bir yapıya dönüştürerek yalnızca ihracatını değil, ekonomik bağımsızlığını da güçlendirebilir.
