DIŞYÖNDER’in Yol Haritası: Türkiye’yi Dış Ticaret Fazlasına Taşıyacak Akıl ve Cesaret

DIŞYÖNDER’in hazırladığı Çalıştay Sonuç Raporu açıklandı…

Ve açık söylemek gerekirse, bu rapor bir STK çalışmasından öte, Türkiye’nin ihracat geleceğine tutulmuş bir projektör niteliğinde.

Üyesi olmaktan gurur duyduğum DIŞYÖNDER, bu kez yine farkını ortaya koymuş durumda. Çünkü mesele sadece 20 maddelik bir liste değil; mesele, dış ticareti lafla değil akıl, analiz, saha bilgisi ve ortak akıl ile ele alabilmektir. DIŞYÖNDER’in yaptığı tam olarak budur.

Rapor; “Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye” vizyonu için atılması gereken adımları berrak, gerçekçi ve uygulanabilir bir şekilde ortaya koyuyor. Markalaşmanın güçlendirilmesinden ulusal PR anlayışına, hedef pazarlarda ortak bir söylemden Türk malının iç piyasada daha güçlü sahiplenilmesine kadar geniş bir çerçeve çiziliyor. Bu, Türkiye’nin küresel rekabet gücünü büyütmek için gereken zihinsel dönüşümün somut bir ifadesidir.

Bugün ihracatçının en büyük derdi maliyet baskısı… DIŞYÖNDER bu sorunu görmezden gelmiyor. Aksine destek mekanizmalarının sadeleşmesi, hızlanması ve ihracatçının kolayca erişebileceği bir yapıya kavuşması gerektiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Bu başlı başına bir reform çağrısıdır.

STK’ların milli fuarlarda daha fazla desteklenmesi önerisi ise, hem görünürlük hem de etki açısından kritik bir noktayı işaret ediyor. Çünkü Türkiye’nin ihracatı yalnızca fabrikalarda değil; fuar standlarında, tanıtım masalarında, doğru PR stratejilerinde büyür.

Vize süreçlerinin kolaylaştırılması maddesi de raporun önemli bir diğer parçası… Sahada olan herkes bilir: Bir şirketin adım hızını bazen bir vize kararı belirler. Bu yüzden DIŞYÖNDER’in bu konudaki hassasiyeti, pratik ve yerinde bir tespit olmanın ötesinde rekabetin hızını artıracak yapısal bir çağrıdır.

Stratejik sektörlerde katma değerli üretimin yükseltilmesi, hammadde ihracatının dengelenmesi, yarı mamul–mamul ihracatının teşvik edilmesi ise Türkiye’nin yıllardır beklediği dönüşümün omurgasını oluşturuyor. DIŞYÖNDER bu omurgayı net şekilde tarif ederek aslında şunu söylüyor:

“İhracatta günü kurtarmak değil, geleceği inşa etmek zorundayız.”

Bir üyesi olarak bu çalışmanın ortaya çıkmasında gösterilen ciddiyet, disiplin ve sahaya hâkimiyet beni ayrıca gururlandırıyor. DIŞYÖNDER, dış ticaretin sorunlarını sadece konuşan değil, çözüm önerileriyle masaya koyan bir yapı olduğunu bir kez daha kanıtlıyor.

İşte bu yüzden farklı…

İşte bu yüzden değerli…

Bu rapor, tüm paydaşlar arasında ortak bir perspektif geliştirilmesine katkı sağlayacak güçlü bir çağrı niteliğinde. Türkiye’nin dış ticarette uzun vadeli, sürdürülebilir bir büyüme için kaybedecek bir günü yok. DIŞYÖNDER ise bu yolculukta hem aklı hem vizyonu temsil ediyor.

Dış ticaretin geleceğini konuşacaksak, doğru yerden başlamışız demektir.