Selim Okur
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Futbolun Gölgesinde

Futbolun Gölgesinde

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Sporcu olmak, eli ya da ayağı topa değmiş her çocuğun hayalidir. Topun peşi sıra koşarken damlayan ilk ter, gözlerini kapatıp tribünlerde yankılanan alkış sesini duymak; bir kıyıya çizilmiş ipte idman yaparken bir gün büyük stadyumları dolduracağına inanmak. İşte tüm büyük hikâyeler, o basit tutkuyla başlar.

Ama gerçek dünya, hayaller kadar masum değildir. Bir çocuğun yeteneğini parlatmak; sıkı bir disiplin, doğru rehberlik ve sağlam bir altyapı ister. Saha kenarındaki dost sohbetleri kadar, erken kalkılan sabah idmanları; keyifli oyun anlarından çok çok sayıda tekrar; bazen hayal kırıklığı, bazen sakatlık göze alınmalı. Her hayal, gerçeğe atılan ilk adımdır. Şimdi sıra o adımı sistemli bir şekilde atmaktan geçiyor. Çünkü bir çocuğun topa ilk dokunuşu, doğru zemin ve ışıkla birleştiğinde gerçek bir yıldız parlayabilir.

Türkiye’de her köy okulunun bahçesinde birkaç basket potası, futbol kalesi var. her mahalle arasında taştan yapılan kaleler, basket sahaları var fakat o potalara asılan pota sepetleri, sahaya çizilen kaleler yeterince donanımlı mı? Başarılı akademiler, modern tesisler ve lisanslı antrenör sayısı arttıkça umut da büyüyor. Doğru yönlendirme ve ceviz kabuğu kadar dar bütçeyle bile büyük başarıya ulaşan hikâyelere kulak kabartmak.

Üç tarafı denizlerle çevrili milyonlarca vatandaşımızın olduğu bu ülkede neden hep gündem “FUTBOL”. Deniz ile çevrili bir ülkede neden olimpiyatlarda derece yapan bir yüzücümüz yok, milyonlarca insan içinden neden atlet çıkmıyor, bir zamanlar gurur duyduğumuz güreş ve halter gibi sporlarda sporcularımızın yasaklı madde kullanımları gündeme geldi. Neden spora ve sporcuya gereken önem ve değer verilmiyor.

Futbol o kadar çok gün yüzünde ki, 2013 yılında ülkemizde düzenlenen 20 Yaş altı Dünya kupasındaki maçları izleyen seyirci sayıları stadyum izleyici sayısının yarısını geçmedi. Portekiz milli takımında oynayan Bruma haricinde transfer edilen hiç bir oyuncu olmadı ülkemizde. 2005 Yılında UEFA tarafından düzenlenen “Meridyen Kupası”nda Karim Benzama ile beraber gol kralı olan Ergin Keleş Trabzon forması giyerken alt liglerde olan Akçaabat Sebat Spor’a kiralanmış ve alt liglere mahkum olmuşken. Benzama ise Lyon as kadrosuna çıkarılıp forma şansı verilerek dört sene sonra kendini Real Madrid’de bulmuştur.

Her taraftar takımında genç yıldızları görmek istiyor ama en ufak hatada onları linçliyoruz, Türkiye ligi gibi kaolitik bir ortamda yeni bir yıldız doğması gerçekten çok zor. Çünkü tek başarımız lig şampiyonluğu olarak ölçülen bu kıstaslarda süreklilik ve kalite tartışılır bir duruma geliyor. Bu yazı serisinde yapılan hataları ve yanlışları tartışıp doğru yolun nasıl çizilmesi gerekeceğini hep beraber inceleyeceğiz.

Yeni sezon kapıda ve Türk futbolu, her yaz olduğu gibi büyük bir merakla takımların form durumunu, transfer hamlelerini ve teknik direktör tercihlerini tartışıyor. Atılan imzalar kadar, geri planda yazılan senaryolar da sahadaki kadar heyecan yaratıyor. Peki, bu kaotik ortamda dengeler nasıl şekillenecek?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!