Şahane Agahoğlu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kimi Kandırıyorsunuz?

Kimi Kandırıyorsunuz?

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hakikat çoğu zaman gürültünün içinde kaybolur, algılar ise hakikatin önüne geçirilir. Firavun’un Hz. Musa’ya karşı sergilediği büyüler, aslında halkın gözünü boyamak için üretilmiş birer algı operasyonundan başka bir şey değildi. Halk, büyü gösterisiyle kandırılmak istendi ama Musa’nın asası bütün sahte büyüleri yuttu. O gün bize öğretilen hakikat şuydu: Algı ne kadar güçlü görünürse görünsün, Allah’ın kudretiyle karşılaştığında dağılır. Bugün de tablo farklı değil. Küresel güçler, medya tekelleri, uluslararası lobiler; toplumların zihnini yönetmek, hakikati gölgelemek için illüzyonlar sergiliyor. Tatminsiz ve öfkeli kitlelerin içine şüphe, karamsarlık ve umutsuzluk tohumları ekiyorlar. Ne zaman bir lider hakikat adına cesurca adım atsa, bu kitle hemen harekete geçiriliyor.

Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan’ın Gazze için Birleşmiş Milletler kürsüsünde dile getirdiği haykırış, tam da bu bağlamda tarihe kaydedildi. Bütün dünyanın gözleri önünde mazlumların çığlığına tercüman oldu. Çocukların feryadını, ümmetin onurunu savundu. Fakat bazı çevreler, bu tarihi çıkışı görmezden gelmeyi tercih etti. Kendi ideolojik perdelerinin ardından bakarak “yine konuştu” diye küçümsediler.

Oysa bu, siyasetin ötesinde bir vakardı. Tıpkı “One Minute”te olduğu gibi, tıpkı “Dünya beşten büyüktür” sözünde olduğu gibi…Bu duruş ümmetin nefesidir, mazlumların umududur. Aynı şekilde,Sayın Devlet Bahçeli’nin “terörsüz Türkiye” vurgusu da hakikatin çizgisinde bir sözdür. Bir devletin evlatlarını terör belasından koruma iradesi, sadece siyasetin değil, milletin bekasının gereğidir. Ama ne yazık ki kimileri bunu anlamak istemedi; kimileri ise anladığı hâlde işine gelmediği için görmezden geldi. Çünkü onlar için mesele hakikat değil, çıkarların getirisidir. Daha da kötüsü, “Bahçeli öldü” diyerek sosyal medyada algı üretmeye çalışanlar oldu. Oysa bu da sahte bir illüzyondan başka bir şey değildi. Halkın zihnini karıştırmak, hakikati perdelemek için üretilmiş bir yalandı. Tıpkı Firavun’un büyüleri gibi.

Bugün dinimize hakaret edenler, kutsallarımızı aşağılayanlar, “özgürlük” adı altında ahlaksızlıkları meşrulaştıranlar; sahte gündemlerle toplumu zehirlemeye çalışıyor. Mazlumun acısını kendi hesabına kullananlar, ümmeti bölmeye uğraşıyor. Hepsi bir algı operasyonunun parçasıdır. Ama hakikat, Allah’ın vaadi gereği, bütün bu perdeleri yırtar. Tarih bunun örnekleriyle doludur. Selahaddin Eyyubi Kudüs’ü fethettiğinde küçümsenmişti, Sultan II. Abdülhamid Filistin’i savunduğunda yalnız bırakılmıştı.

Ama sonuç değişmedi: “Hak geldi, batıl yok oldu. Batıl ise yok olmaya mahkûmdur.” Gerçek liderlik, işte bu noktada ortaya çıkar. Eleştiriye rağmen doğruyu savunmak, bedel ödemeyi göze alarak risk almak…Hz. Muhammed’in Taif’te taşlandığında gösterdiği sabır, Bedir’de sayıca azken ortaya koyduğu cesaret bize bu dersi veriyor.

Hz. Peygamber’in hayatında algı ile ilgili en çarpıcı örneklerden biri ise Uhud Savaşı’dır. Okçuların yerlerini terk etmesiyle Müslümanlar zor duruma düşmüş, müşrikler “kazandık” algısını yaymışlardı. Mekke ordusu Müslümanların bittiğini zannetmişti. Oysa gerçek öyle değildi. Resûlullah’ın etrafında toplanan müminler yeniden toparlandı, düşmanın “zafer algısı” kısa sürdü. Bu olay, tarihe şu dersi yazdı: Hakikat yenilmez, ama algıya kananlar bedel öder. Bugün de bize düşen, aynı hakikatin arkasında dimdik durmaktır.

Algı operasyonlarıyla ümmeti parçalamaya çalışanlara aldanmamak, sahte gündemlerin büyüsüne kapılmamak, tatmin olmayan kitlenin öfkesini imanla ve bilinçle dönüştürmektir. Çünkü algılar geçicidir, hakikat ise kalıcı. Mazlumun duası, zalimin oyununu bozar. Ve ümmet birlik oldukça, hem Türkiye hem de bütün İslam coğrafyası yeniden ayağa kalkar

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!