“Biz emaneti dağlara teklif ettik, onlar yüklenmekten korktu; insan yüklendi…” – Ahzâb Suresi, 72. Ayet
Yangın dediler… Gözümüz dağlara döndü, ormanlara…Ama gerçek yangın ne dağlarda, ne dallardaydı… Asıl yangın, insanın emanet bilincini yitirdiği vicdanlardaydı.Allah, insanı yeryüzüne halife kıldı. Yani koruyucu, şefkatli, merhametli bir sorumlulukla donattı onu. Ağaç da, kuş da, toprak da…Bizim emanetimiz. Ve o emanete kastedenlerin ateşi, sadece ağaçları değil, imanla çarpan yürekleri de yaktı.Bu toprak sadece coğrafya değil. Üzerinde ezan yükselen,şehit kanıyla sulanmış,fidan gibi gençlerin hayalini yeşerten kutsal bir vatan.Ormanı yakmak, sadece ağaçları değil,vatanı yok saymaktır. Ve biz biliyoruz ki: Bir avuç toprağına zarar gelen bir millet,yüreğinin kıblesini yitirir.Bugün ormanı yakanlar sadece hain değil, bu vatanın ruhunu hedef alan sinsi ellerdir. Kur’an bize “Zulme karşı sessiz kalmayın” diyor. Ama bazıları öyle bir hale geldi ki, zulmü yapanı değil, onu engellemek için çalışanı hedef alıyor. Devletin uçakları, helikopterleri, personeli, İHA’ları, köylüsü, askeri, polisi… Hepsi gece gündüz demeden yangının üzerine yürüdü.Ama bazıları sosyal medyada tweet atarken, gerçek kahramanlar, su bidonuyla alevlere su taşıyordu. Kimi hâlâ “yangın uçağı nerede?” diye bağırıyor.Oysa Türkiye Cumhuriyeti, son yıllarda orman yangınlarıyla mücadelede filo kurdu.
2024 yılı itibarıyla: 21 uçak, 100’den fazla helikopter, 10 İHA, Binlerce personel anlık müdahale için seferber edildi. Ayrıca Avrupa’daki pek çok ülkeden daha güçlü hava filosuna sahibiz. Ve evet, her şeye rağmen hâlâ eksik kalan noktalar olabilir. Ama unutulmamalı: Yangını çıkaranlar organize, ihanet büyük, coğrafya zorlu.
Ey eleştiride sınır tanımayanlar, hangi yangına eliniz uzandı?Hangi fidanı diktiniz?Hangi yorgun orman işçisinin alnındaki teri sildiniz? Bir ağaç yanar, bin fidan doğar.Ama bu milletin ağacı başka. Kökü Bedir’de, gövdesi Malazgirt’te, dalları Çanakkale’de uzanır. Yandık mı? Evet.Ama biz yangından küller değil, iman çıkarırız. Unutmayın: Toprağa düşen her yaprak,bir duanın karşılığıdır.Ve bu milletin duası, yangın söndüren melekler gibi sessiz ama güçlüdür. Biz fidanı sadaka biliriz, ağacı ibadet gibi büyütürüz. Bu milletin ormanı yanar belki,Ama imanı tutuşmaz, bayrağı eğilmez, toprağı sahipsiz kalmaz. Ve biz her yangının ardından; “Hasbunallahu ve ni’mel vekîl” der,Avuçlarımızla dua eder,Kalbimizle fidan ekeriz
Allah razı olsun kardeşim