Şahane Agahoğlu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Alamut’tan Bugüne: Türkiye’nin Direnişi”

“Alamut’tan Bugüne: Türkiye’nin Direnişi”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarih, sadece geçmişin hikâyesi değildir; bugünün arka planı, geleceğin haritasıdır. 11. yüzyılda Elburz Dağları’nın eteklerinde bir fikir doğdu. Bu fikir, zamanla bir kaleye, bir örgüte ve sonra bir gölgeye dönüştü: Hasan Sabbah ve Alamut. Bugün, yüzyıllar sonra o gölge hâlâ Orta Doğu’nun üzerinde dolaşmakta. Ama artık bu kez karşısında hakikatle hareket eden, devlet aklıyla sahada ve masada yerini alan güçlü bir ülke var: Türkiye Cumhuriyeti. Bugün aynı zihniyet; DEAŞ’ta, PKK/YPG’de, FETÖ’de, bazı Batılı istihbarat destekli STK görünümlü yapılarda yeniden tezahür ediyor. Her biri, geçmişte Sabbah’ın yaptığı gibi, bir “kutsal dava” görüntüsü altında kitleleri kandırıyor, devletlere sızıyor, milletlerin ruhuna savaş açıyor. Hasan Sabbah bir kişiydi. Ama bugün onun f ikir dünyası, çok uluslu terör örgütlerine, siber saldırı ekiplerine, kara propaganda merkezlerine dönüşmüş durumda. Bunların hedefi, sadece sınırlar değil; zihinler, inançlar, aileler, gençliktir. Türkiye bu noktada sadece bir ülke değil; medeniyetin son kalesi, vicdanın ve adaletin sesi olarak öne çıkıyor. FETÖ’nün 15 Temmuz’daki hain darbe girişimi, çağdaş bir Alamut örneğiydi.

Ancak Türk milleti boyun eğmedi. Hasan Sabbah’ın yolunda yürüyenler, korkuyu egemen kılmak için çalışıyor. Oysa Türkiye’nin durduğu yer bellidir: adalet, merhamet, kardeşlik ve bağımsızlık. Türkiye; zalimi tanır, mazlumu korur. 7 Ekim’den bu yana Gazze’de yaşanan katliamlar karşısında sesini yükselten ilk lider Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olduysa, bu; bin yıllık devlet aklının, vicdanla buluşmasının sonucudur. Bölgeye şekil vermek isteyen güçler için Türkiye daima “rahatsız edici” bir aktör olmuştur. Çünkü Türkiye, ne sömürür, ne sızar, ne de kandırır. Türkiye, korur. Bu yüzden bazı küresel aktörler, geçmişte Hasan Sabbah’ın yaptığı gibi, bilgi kirliliğiyle, operasyonel medya araçlarıyla, sözde akademik raporlarla Türkiye’yi hedefe koymakta tereddüt etmiyor. Amaunuttukları bir şey var: Türkiye, kendi öz değerleriyle yeniden dirilen, tarihî hafızasıyla hareket eden bir devlettir. Hasan Sabbah’ın ideolojisi, modern dünyada çok kez el değiştirdi. Bugün onun fikirlerinin uzantıları, kâh bir ekranın arkasında, kâh bir sivil toplum görünümlü istihbarat hücresinde, kâh bir terör kampının çadırında hâlâ yaşamaktadır. Ancak bu karanlık akıllar karşısında dimdik duran bir millet ve devlet var: Türkiye Cumhuriyeti. Kendi aklıyla düşünen, kendi geçmişiyle yüzleşen, kendi geleceğini inşa eden bir Türkiye… Çünkü biz biliriz ki, hakikat savunulmazsa, yalan kalıcı olur

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!