Ruhunu Yoran Masadan Sakince Kalk
Masaların sadece sandalye sayısı olduğuna inanıyorsanız inanın fazlası ile yanılıyorsunuz.
masa karakter seçer. Kiminle aynı masaya oturduğun gününün enerjisini,
işinin kalitesini ve ruhunun genişliğini belirler.
Bazı masalar büyütür; fikir üretir, bereket biriktirir.
Bazıları ise gülüşlerle kamufle edilmiş bir yorgunluk bandosu gibidir.
Dedikodu, sığ mizah, pasif-agresif şakalar…
Ruh daralır, zihin bulanır.
Kural basit: İyi gelmeyen masadan nezaketle kalkmak, kendine saygıdır.
İş Hayatında Masanın Rengi Ürettirir mi, Oyalama mı?
Doğru masa net ölçülür: vizyon konuşulur, sorumluluk paylaşılır, karar çıkar.
Yanlış masada olduğunuzu aslında hissedersiniz herkes sadece konuşur, hiçbir şey ilerlemez.
Yıllardır duyarım: “Biz hep böyle yaparız.”
Bu cümle masanın üstüne konmuş görünmez bir kilittir; vizyonu susturur, alışkanlığı konuşturur.
Eğitimlerim arasında en sevdiğim alan beden dili ve fizyonomidir.
Birçok alanda daha kapıda iken içerde neler olduğunu vermiştir bana
bununla ilgili birkaç örneği de paylaşayım sizlerle lütfen sizde gözden kaçırmayın.
- Omuzlar öne, çene aşağı (Savunma/çekingenlik; risk alınmayacaktır.)
- Sandalye ucuna kaykılma (Kaçış niyeti; toplantı “zorunlu bekleyiştir.”)
- Göz devirmeler, mikro gülümseme(İtibar suikastının işareti.)
- Kalem klikleri, telefona kayış (Zihinsel kopuş.)
En dikkat edilmesi gereken de “Kendini farklı gösteren” profil
- Parlatılmış benlik; sunumda pırıl pırıl, sahada buhar.
- Jargon çok, üretim az.
- Emeğe “biz yaptık” diye ortak olur.
- Eleştiriyi “bana savaş açıldı” dramatize eder.
- Hep başkalarını anlatır; kendi payını, hatasını anlatmaz.
Var olmak istediğin masanı test et (3 soru)
- Sorunu değil çözümü mü konuşuyoruz?
- Toplantı sonunda sahibi belli aksiyonlar çıkıyor mu?
- İnsanlar birbirini tamamlıyor mu, yoksa törpülüyor mu?
Üçe de “evet” diyemiyorsan: kalkmayı düşün.
Beden dili uyarıları
- Fısıltı üçgeni (başlar yapışık, el ağızda): Dışlayıcı dedikodu.
- Avuç içini hiç göstermemek: Gizleme/kontrol ihtiyacı.
- Dudak büzme, tek kaş kaldırma: Küçümseme mikro ifadesi.
- Sürekli telefon kontrolü: Değeri başka masada aradığının göstergesi.
“Maskeli iyilik” profili
- Yardımı kayıt için yapar; karşılığını ister.
- Şakaları pasif-agresiftir; seni küçültür, kendini büyütür.
- Sırrı emanet değil, mühimmat görür.
İnsan İlişkilerinde Masalarınız Sofra mı? Sahne mi?
Evin küçük mutfak masası da ofisin büyük toplantı masası da aynı gerçeği fısıldar,
Yanındakiler seni büyütüyorsa, doğru yerdesin.
Bazen en güvendiğin kişi, seninle yemek değil, enerjini yer. Zamanını çalar, her anına zarar ziyan alır götürür.
Her kahve davetine “evet” deme!
Her masaya oturmak, her hikâyeye ortak olmak değildir.
Kriterim net: Sevincin küçümseniyor, derdin magazin oluyorsa o masada ruh küçülür. Nazikçe kalk.
Ruhumun Oturduğu Masa, Artık masayı seçerken üç şeye bakıyorum:
- Niyet: Paylaşım mı var, yarış mı?
- Enerji: Herkes orada olmaktan mutlu mu, mecbur mu?
- Büyüme: O masa bana yeni bir şey katıyor mu?
Bu üçü yoksa, tabak dolu olsa da ruh aç kalır. Bazen sessiz bir masa, gürültülü dostluklardan değerlidir; çünkü sessizlik ruhun düşünme alanıdır.
Doğru masa, sadece oturduğun değil, kendini bulduğun yerdir.
Orada vizyon konuşulur, üretim planlanır, hayal kurulur.
Dedikodu, kibir ve kıyas o masaya oturamaz—oturursa da uzun kalamaz.
Unutma: Doğru masayı seçmek, kiminle oturacağını değil; kiminle kalkacağını bilmektir.
Her masa bir sınavdır; bazen en büyük başarı kalkmayı bilmektir.
Mikro Rehber (Kes-Yapıştır)
- Cümle filtresi: “Kimin faydası?” yanıt yoksa, toplantı oyalamadır.
- Dakika kuralı: İlk 10 dakikada amaç net değilse: riskli masa.
- Dedikodu alarmı: Üç kişi yokken bir kişiden bahsediliyorsa, sıradaki sensin.
- Bedenin verisi: Omzun çöktüyse, zihnin çoktan kalkmıştır.
- Nezaket çıkışı: “Müsaadenizle, ajandama dönmem gerekiyor.”
- Yeni masa ölçütü: Vizyon + paylaşım + aksiyon = Kal. Biri eksikse: Kalk.
“Fazla uzatmayacağım; konu derya deniz. Lakin şunu net söyleyeyim: örgüt psikolojisinin birinci önceliği, doğru masayı kurup yanlış insanı masada tutmamaktır. Masa kültürü oturursa performans artar; oturmazsa en iyi strateji bile sandalyede kalır.”
bu sadece ticaretiniz de işiniz de değil, ilişkilerinizde de böyledir.
Aşk’la
