Şu bir gerçek…
Türkiye “yönetilemiyor”!
Son günlerde yaşanan peşi sıra kitleleri etkileyebilme potansiyeli yüksek gelişmeler…
Türkiye’nin sahip olduğu Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin, öyle ballandırıla ballandırıla anlatıldığı gibi…
Ülkemizi “uçuramadığını” olan-biteni yaşayarak görüyoruz.
Şu bir gerçek…
Son yıllarda yaşadığımız bazı menfi hadiseler, cari hükümetin uyguladığı politikaların akabinde zuhur etmiştir.
Nedense…
Bu ülke, 15 Temmuz 2016 yılında bir cemaat kisvesi altındaki yapılanma tarafından neredeyse darbe görüntüsü altında ilhaka maruz kalıyordu.
Ama görünen o ki…
Hâlen devlet teşkilatlanması içinde “yapay unsurların” rol çalmaya çalıştıkları ve buna göz yumulduğudur.
Yekten söylemem gerekirse…
2022 yılı Türkiye’sinde… Yani milenyum çağında…
Artık cemaat gibi, tarikat gibi, dergâh gibi “sivil toplum kuruluşu” perdesinin altına gizlenen din-tarım imparatorluğu kuruluşlarının, modern ve laik ATATÜRK CUMHURİYETİ’NDE yerleri yoktur.
Zaten… Modern bir ulus devletin, cemaat ve tarikat gibi daha çok Müslüman yurttaşlarımızın dini duygularını sömüren bu tip yapılanmalara bırakın izin vermesini…
Hoşgörüyle bile bakmaması lâzım gelir.
Zaten, saf ve masum yurdum insanları ne vakit, siyasetin yanar-döner kıskacında hem dinle hem de popülizmle sıkışıp kaldığında, olan hep hem bu milletin evladlarına hem de bu ülkenin geleceğine olmuştur.