Erhan Salman
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Sol İdeolojinin Yaşamın Gerçekleriyle İmtihanı(?)

Sol İdeolojinin Yaşamın Gerçekleriyle İmtihanı(?)

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Siyaset kurumu içinde konumlanan siyasî hareketlere baktığımızda, yani hem sağ cenah açısından hem de sol cenah açısından topluma vermek istedikleri mesajlarla vaatlerinin hiç değişmediğini, üzülerek görüyoruz.

Sol siyaset ürettiğini iddia eden veya sosyal demokrat olduklarını savlayan partilere baktığımızda…

Yıllardır ileri sürdükleri söylemlerinin değişmediğini, arşivleri tarayarak bile fark etmeniz mümkün. Tabii bu üzücü bir durum.

Zaten, azıcık mürekkep yalamış, memleket ortalamasının üzerinde bir eğitim ile kendini donatmış insanımız(vatandaşımız), Türkiye’nin rejiminin “cumhuriyet” olduğunu bilir.

Zaten bilmemesi absürt kaçar. Laikliğin, artık papağan gibi tekrarlanmasından ötürü anayasal bir ilke olduğunu bilir.

Yahu zaten azıcık, anayasa kitapçığını karıştırmış insanımız, anayasamızın ilk üç maddesinden de ve dahası 4. ve 5. maddesinden de az buçuk haberdardır.

Değerli okuyucular, benim buradan bu ilkeleri küçümsediğim çıkarılmasın.

Demek istediğim, özellikle, Millet İttifakı bakımından artık “yeni şeyler söylemenin” zamanı gelmedi mi?

İddia edilen ne? Türkiye’nin iyi yönetilemediği… Ekonominin tepe taklak aşağıya gittiği ve devamı sosyo-ekonomik buhran durumları…

Zaten, şuan ülkemizde en büyük siyasal reel-politik, ülke idaresinin “demokratik yönetişimden” uzak olması…

Görünürde bir parlamento(meclis) var, ama her şeyin zahiren varolması, onun işlevini ifa ettiğinin kanıtı mıdır?

Aslında, bir şeylerin biçimsel/şeklen olması/varolması, onların yükümlülüklerini/ödevlerini ve görevlerini ifa ettiklerinin bir göstergesi midir?

Gerçekten de insanlığın aklî ve bilimsel olarak geldiği nokta nazarıyla bakıldığında, azgelişmiş veya gelişmekte olan ülkelerin halen “düşük standartlı bir demokrasi” ile yönetilmeleri, kader midir, gözlerinin kapanması mıdır?

* * *

Sol siyaset açısından gerçekten de değişen dünyaya uyumlu söylem geliştirilmeli. Dikkat ediyorsanız, yıllardır tutturulan strateji, toplumu “korku damarları” üzerinden istim üzerinde kenetlemeye çalışmak.

“Zamanın Ruhu”…

Nasıl bir çağdayız? İnsanların zapturapt altına alınmaları “normal” midir? İnsanları tek tipleştirmek normal midir?

Demek istediğim, evet siyaset kurumu var ve siyasî partiler de bu kurumun içinde varlıklarını sürdürüyorlarsa da…

İnsanları kontrol etmek ve denetim altında tutmak, kolay mı?

Yine, buradan şu husus çıkmasın: Eğer insanlar, topluluklar hâlinde bir ülkeye ve devlete varlık nedeni olup yön veriyorsa da, bu realite, sınırsız ve hadsiz davranış sergilemelerinin argümanı olamaz.

Şuraya varmak mümkün… Sol partiler ve dolayısıyla sol ideolojiler, senelerce tabanlarını sürekli olarak “korku iklimi” altında yaşadıklarına ikna etmeye çabaladılar. Devlet elden gidiyor, ATATÜRK DEVRİMLERİ yerle yeksan ediliyor, demokrasimiz sağ iktidarlar döneminde boğuldu, laiklik elden gidiyor, faşizm ve daha aklınıza gelebilecek kötücül her nevi senaryolar…

E tamam da değişen ne? Bu kendilerini “çağcıl ve otorite” zanneden sol partiler, neden ülkemizde- özellikle Türkiye’de iktidarı- devralamıyorlar?

Belirttiğim üzere, söylem ve stratejiyi değiştirmek gerekiyor. Değerli okuyucular, nasıl ki “dindar ile dinci” arasında farklılık var ise siyasal söylemlerde “dine olan bakışın” samimiyeti de sorgulanabilmekte.

Her zaman vurguladığım bir reel-politik… Aslında, aklı başında olan herkesin rahatlıkla vakıf olabileceği sosyolojik durum:

Türkiye, cumhuriyet olsa da… Bu cumhuriyet topraklarında nefes alan, hayat bulan, vergi veren, yatırım yapan, istihdam tesis eden, hayallerinin peşinden koşan insan topluluklarının ezici çoğunluğunun “MÜSLÜMAN” olduğudur.

Siz, istediğiniz kadar “laiklik” türküsünü terennüm etmeye devam edin; ancak anayasal bir ilkeyi hatırlatıp durursunuz…

Amma velakin, hani sandıkta oyuna muhtaç olduğunuz “yurdum insanının” reyini, olmayana ergi akıl yürütme veçhesinden baktığımızda, “ütopyalar diyarında” alabilirsiniz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!