Bakmayın siz tıp alanındaki gelişmelere…
İnsan ömrü görece pek uzamadı. Daha doğrusu insanlık kendi eliyle kendi sonunu hazırlamakta pek mahir.
Savaş, çatışma, mücadele, katliam, mezalim, yok etme, haritadan silme kelimelerinin bolca ve ne kadar kolay sarf edildiğine bakarak, dünyada insanlara huzurun yaramadığını düşünebiliriz. Bunca yüksek ve ileri teknolojik gelişmeler ve ilerlemeler, son tahlilde insanın insanı yok etmesinde amaç kazanıyorsa…
Vah ki ne vah! Yaşatmak için uğraşmayan, didinmeyen insanlık camiası… Kumpas kurmada, tuzağa düşürmede, yekdiğerini ortadan kaldırmada pek mahir.
Ortadoğu’da kaos hiç bitmiyor. Kursakları doymak bilmeyen emperyal zalimler, ellerini bir türlü buradan çekmiyorlar. İşin ilginç tarafı, süslü süslü barış naralarının atılmasına, çizgi film karakteri devlet başkanına Nobel Ödülü’nün lâyık görüldüğünün dillendirilmesine rağmen…
Öldürmekten ve kan ile gözyaşına neden olmaktan vazgeçmiyorlar. Gerçekten de artık şu kelimeler bizlerde bir mide bulantısına ve dejavuya neden olmakta: Yeni Dünya Düzeni, Yeni Antlaşmalar, Yeni Normal, Normalleşme, Haritaların yeniden çizilmesi, daha birçok hırs ve hasmane duygu yüklü projeler.
Ne Birleşmiş Milletler’in(BM)… Ne de NATO’nun(Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) ne de Avrupa Birliği’nin(AB) derdi…
Dünyada huzuru ve refahı tesis etmek. Tüm bu ulusötesi organizasyonlar, emperyalist odakların tasavvurlarına hizmet için mahirce çalışmaktalar. Bu kadar kudrete ve olanağa sahip örgütlerin, yaşanan insanî dramlar neticesinde sadece kınama yapmaktan öteye geçememeleri her şeyi açıklamakta. Bu ne ki hem Ukrayna–Rusya savaşında da böyle… İsrail’in sınır tanımayan fütursuzca düzenlediği insanlık dışı operasyonlarında da böyle.
Kuyruklarına basılmadıkça bu ulusötesi organizasyonlar ve bunların ağır topları devletler, aynı hantal bir devlet gibi sadece işin bürokratik kısmıyla ilgileniyormuş gibi yapmaktalar ve açıklama ile günü devam ettirmekteler.
