Dile kolay, 20 yıldır tek başına iktidar olmak…
Kolay bir şey değil.
Seçime yönelik değerlendirmeler yapıladursun…
Erken seçim mi olur…
Baskın seçim mi olur…
Öte yandan…
Dikkatimi çeken gelişmeler hem gazete sayfalarında hem de dijital platformlarda, temcit pilavı gibi pişirilip pişirilip önümüze getiriliyor.
İş insanları örgütü olan TÜSİAD, yine ekonominin gidişatından memnun değilmiş ve neredeyse hükümete “ayar” verecek düzeyde açıklamalar yapmış. Yapmış, diyorum çünkü ben de yeni okudum.
Değerli okuyucular, bizler ne zaman eski alışkanlıklarımızdan kurtularak, değişen toplumsal yapıyı tahlil etmeye çabalayacağız, bilmiyorum.
Bu durum daha çok muhalefet tarafında zuhur ediyor.
TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanlığı koltuk değişimi töreninde, yine bildik konuşmalar yapılmış.
İşte…
Demokrasi vurgusunun yapılması, laiklik vurgusunun yapılması ve dahası cumhuriyet rejiminin ilkelerinin hatırlatılması…
Tüm bunlar, artık “Eski Türkiye” reflekslerinin tepkileri.
Şunu artık kabul etmek durumundayız: Nasıl ki demokratik bir devlette, yasama, yürütme ve yargı erkleri birbirinden kesinkes kırmızıçizgilerle ayrılmışsa ve tüm bu anayasal organlar kanun dairesince birbirlerine karşı sorumlular ise…
Meşru bir hükümete yönelik sivil toplum kuruluşu kimlikli bir örgütün de mesafesi ve sorumluluğu, yasaların cevaz verdiği kadardır.