TÜRKİYE’DEKİ ekonomik durum ve hanehalklarının ekonomiden aldıkları pay artık esprilere ve mizahi söylencelere malzeme oldu…
İyi bir şey mi?
Bilemem…
Ağlanacak hâlimize gülüyoruz.
Gerçekten de mızrak çuvala sığmıyor.
Evet, AK Parti iktidar dönemlerinde, Türkiye Ekonomisi kıyaslama yapılırsa, “peyderpey denilebilecek” seviyede gelişme gösterdi.
Özellikle…
SAVUNMA SANAYİİNDE…
Atılan stratejik hamleler, ülkemizin “dışa bağımlılığını” sonlandırabilecek türden idi.
Kabul ediyorum…
İHA… SİHA… TANK… TÜFEK…
Bunlar, “milli” ve “yerli” olanaklarla Türk mühendisinin ve yazılımcısının “binbir emek ve fedakârlıklarla” projeden yaşama döktükleri önemli dönüşümlerdi.
Ama öte yandan…
Bu yukarıdakine benzemeyecek ama belirli çevreleri zenginleştirdikçe zenginleştirecek ve bu insanların ellerine “politik koz” vermek adına palazlanmalarına yol açacak beton ekonomisine de AK Parti hükümet ve yönetim süreçlerinde fazlasıyla ehemmiyet verildi.
Şimdi diyebilirsiniz, bunları neden yazdın?
Bunları neden “hatırlatıyorsun”?
Herkesin bildiği şeyler…
Tamam da, bunların bilinmesi demek, ülkemizde epeyce bir süredir tatbik edilen “gözbağcılığın” da unutulmaması demek oluyor.
****
Unutmamak için…
Sık sık, bol bol hatırlatmaların yapılması, toplumsal farkındalık ve bu ülkenin geleceği açısından hayatiyet atfetmektedir.
Sayın Cumhurbaşkanımız çeşitli yerlerde açıklamalarda bulunuyor… Memleketimizde “işsizliğin” ve “ekonomik durgunluğun” olmadığından bahis açıyor ya…
Doğal olarak Sayın Erdoğan, bir politikacı. Her şeyden önce Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Genel Başkanı. Öte yandan da Türk Milletinin “Cumhurbaşkanı”.
Kanımca, Sayın Erdoğan, “kamu önünde” yaptığı konuşmalarda, tüm toplumun “ortak çıkarlarını” gözeterek, duygusal değil rasyonel çerçevede bir konuşma biçimi tercih etmelidir.
TÜRK-İŞ…
Ağustos ayı “Açlık ve Yoksulluk” sınırını açıklamış.
Türk-İş rakamlarına göre,
AÇLIK SINIRI: 6.890 TL(rakamlar yuvarlanmıştır, tarafımca)
YOKSULLUK SINIRI: 22.442 TL (rakamlar yuvarlanmıştır, tarafımca)
Hani yazımın başında, Türk Ekonomisinin artık günlük yaşam reflekslerinde esprilere malzeme olduğundan bahsetmiştim.
ZAYTUNG…
Alternatif internet mizah mecrası/sayfası…
Takip etmenizi salık veririm.
Hani Türkiye’de ekonomik bağlamda işler tıkırında ya… Dün (29.08.2022), zaytung’da memleket ahvali diyebileceğim bir ekonomi-mizah haberini gülümseyerek okudum.
Hemen belirteyim, zaytung haberleri “mizah” amaçlıdır, okuyucunun mizah-komedi ve gerçeği ayırt edebileceği “ferasetine” güvenerek haberlerini yayımlar.
****
Dediğim gibi en son okuduğum haberde…
“Dışarıya adım atmanın en az 300 TL’den başladığı Türkiye’de…” diye bir haber-yorumu vardı…
Eğer, memleketimizde güzel günler görebilmek istiyorsak ve aksaklıkların düzetilebilmesi için de harekete geçeceksek…
Yani…
Teşhis ve tedavi için…
Önce, vakayı “kabul etmek” “zorundayız”.
İşte düşünün, tank ve tüfek yapmak, iha veya siha üretmek ve diğer savunma sanayii alanlarında kendi kendimize yetebilmek için “elimizi taşın altına” sokuyorsak…
Vatandaşlarımızın, halkımızın, gönencini ve yaşam kalitesiyle standartlarını da yükseltmek için neyi bekliyoruz?
Şu gerçeği kabul etmek durumundayız: Şimdi, yazacaklarımdan ötürü belki beni azımsayacak ve mukayeseye bak diyeceksiniz…
Olsun, üzülmem, ben de derim ki, okuyucularım görmek istediklerini görmek ve duymak istedikleri gibi duyumsamaya devam etsinler.
Değerli okuyucular…
Tank ile tüfek üretiyoruz da…
Bunların metalleri yenmez… Apartman ve devasa Alışveriş Merkezleri inşa ediyoruz… Beton yenmez…
Hiç kıvırtmaya gerek yok. Türkiye’de senelerce “üzerinden gelemediğimiz” husus…
Hem… hem… Cümlesinde vücut bulabileceği üzere, evet, tank/tüfek üretiyoruz, evet, otomobil üreteceğiz…
Tamam da, hani bunun toplumda bulacağı refah ve gönenç karşılığı… Yıllar ve aylar ve haftalar ardısıra geçerken, insanlar yaşamda kalmak zorundadır; yemek yemek zorunda ve temel ihtiyaçlarını tedarik etmek durumundadırlar…
Böyle giderse, paranın pul olduğu gerçekliğinde, vatandaşlarımız, kültürlenmek için, nefes almak için bile dışarıya çıkmayacak, otokontrol düzeyinde kendince “karantina” uygulayacaktır.