Emel M. Çinkılınç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. İnovasyonun Gizli Formülü Ar-Ge Merkezleri

İnovasyonun Gizli Formülü Ar-Ge Merkezleri

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Günümüz iş dünyasında artık sadece üretmek yetmiyor; yenilik yapmak, fark yaratmak ve sürdürülebilir büyüme sağlamak gerekiyor. Ancak birçok firma hâlâ “yenilik” denildiğinde sadece ürün geliştirmeyi anlıyor. Oysa asıl farkı yaratan şey, bilgiyi sermaye gibi yönetebilmek.

İşte tam bu noktada, Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri devreye giriyor. Kulağa bürokratik bir süreç gibi gelse de, aslında şirketlerin gizli hazine sandığı tam da burada gizli.

Türkiye’de Ar-Ge ve Tasarım Merkezleri denildiğinde çoğu firmanın aklına hâlâ bürokrasi, kalın klasörler ve bitmek bilmeyen süreçler geliyor. Oysa gerçek bundan çok daha farklı. Bugün Sanayi Bakanlığı tarafından verilen bir “Tescil Belgesi”, sadece bir kağıt parçası değil; şirketlerin hem prestijini yükselten, hem de nakit akışını güçlendiren bir anahtar.

Bakın rakamlara; İnşaat, mimarlık ve mühendislik sektörlerinde bugün 13 Ar-Ge merkezi ve 54 Tasarım merkezi resmi olarak tescillenmiş durumda. Ve bu sayı her geçen gün artıyor. Çünkü firmalar fark etti ki, bu belge sadece bir sertifika değil; süresiz bir destek paketi.

Süresiz Teşvik, Düzenli Kazanç

Ar-Ge veya Tasarım Merkezi kuran firmalar için devletin sunduğu destekler saymakla bitmiyor:

Gelir vergisi stopaj teşviki, sigorta primi işveren desteği, damga vergisi istisnası, gümrük vergisi muafiyeti

Kısacası, devlet “yenilik yap, üret, geliştirme kültürüne katkı sağla” diyor ve karşılığında elini taşın altına koyuyor.

Üstelik bu desteklerin belli bir süresi yok. Tek şart: düzenli raporlama.

Yani şirketinizin kasasına her ay yaklaşık 500 bin TL’lik bir destek fonu girebilir. Sadece birkaç raporla, her ay garantili bir nakit akışı!

Kısacası, bu teşvik sistemi iş dünyasının en meşru “bedava öğle yemeği” diyebiliriz.

Peki, Şartlar Göz Korkutuyor mu?

Aslında hayır. Bir Ar-Ge merkezi için en az 15 tam zaman eşdeğer Ar-Ge personeli, tasarım merkezinde ise 10 kişi yeterli. Pratikte, 20 kişilik bir ekip Ar-Ge merkezi, 15 kişilik bir kadro ise Tasarım merkezi kurmak için fazlasıyla yeterli oluyor. Bu kadro sadece mühendislerden oluşmak zorunda değil. Teknisyenler, mimarlar, lisansüstü mezunlar da bu ekipte yer alabiliyor.

Mekân şartı da sanıldığı kadar karmaşık değil. Gerekenler: ayrı bir alan, kamera sistemi ve kartlı geçiş.

Yani NASA üssü gibi bir laboratuvara gerek yok.

Üstelik bilişim kadroları için %100 uzaktan çalışma, diğer personel içinse %75 esneklik tanınıyor.

Kısacası devlet, “inovasyonun önünü açalım” diyor; sizden sadece disiplinli ve sürdürülebilir bir çalışma kültürü bekliyor.

Birçok firma hâlâ bu desteklerin farkında değil. Oysa Ar-Ge veya Tasarım Merkezi demek; sadece bir maliyet kalemi değil, uzun vadeli bir yatırım aracı demek.

Birkaç bürokratik adım, doğru bir ekip yapılanması ve düzenli raporlama ile şirketiniz hem finansal hem de itibari olarak bambaşka bir seviyeye çıkabilir.

Bugün adım atanlar, yarının kazananları olacak.

Sonuçta, kim her ay 500 bin TL’lik bir desteği kenarda bırakmak ister ki?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!