O sadece bir ressam değil, heykeltıraş, sahne tasarımcısı, şair ve oyun yazarı… Guiness Rekorlar Kitabı’na göre, toplam 100,000 baskı, 34,000 kitap resmi ve 300 heykel ve birçok seramik ve çizim üreten ustaların ustası, tabloların efendisi…
“Bir kafaya, onun parçaları olan gözler, burun ve ağzı istediğiniz şekilde yerleştirebilirsiniz. Kafa, kafa olarak kalmaya devam eder diyen Pablo Picasso …
Tüm bu yeteneklerinden onu en çok ön plana çıkaran ise tarihsel belge niteliğindeki tablolarıdır. Tarihsel gerçeklikleri görmezden gelemeyen; sanki bir tarih kitabını tablolarıyla adeta dile getiren ‘resim dilinin mucidi’ olmuştur. Bu dilin adı ise Kübizmdir.
Görüneni yeniden göstermek isteyen Kübizm akımı, 20.yüzyılın başında Fransa’da Pablo Picasso ve Georges Braque tarafından yaratılmıştır. Picasso Kübist tablolarıyla sanat dünyasında devrim yapmış; bütünün tüm parçalarını alışılmışın dışında ustaca yerleştirerek algının sınırlarını zorlamıştır. Bu akımla izleyiciye tek bir tabloda birden fazla bakış açısı sunarak, onlara hayal dünyalarında yolculuk yaptırır. Sanat artık nesnelden öznel deneyime doğru yolcuğa çıkmıştır.
Akımın doğuşunun ilk ürünü olan Avingnonlu Kızlar tablosu, geleneksel sanattan ilk kopuşu temsil eder. Akımın olgunlaşma döneminde ise renkleri daha yumuşak kullandığı “Halka Oyuncuları”, “Çıplak Yeşil Koltukta”, “Kareli Tablo “gibi eserleri ve çok daha fazlası sıralanabilir. Picasso, kübist tablolarında Batı Afrika sanatı ve Orta çağ mimarisi unsurlarını kübizmin bileşenleri haline getirdiğini görürüz.
Kısacası büyük yankı uyandıran kübizm akımının bize verdiği mesaj resim sanatının sadece gerçekliğin yansıması değil, aynı zamanda bizi içsel dünyamıza yolculuğa çıkartan bu iletişim aracını Picasso ustaca kullanmıştır.
Picasso’nun resimlerinde anlattıkları her ne kadar onun geniş düşün dünyasının ürünüyse de, bu tabloları anlamak biraz da bize bağlıdır çünkü bu özel tablolar izleyici ile iletişime geçer. En önemli öncü kübizm eserlerinden; İtalyan askerlerinin İspanyol iç savaşı sırasında yaptığı katliamı anlatan Guernica adlı eseri için bir Nazi subayı ressamın evinde Guernica fotoğrafını görünce, “Bunu siz mi yaptınız? “diye sorar ve Picasso’dan “hayır siz yaptınız “ cevabını alır. Bu diyalog her ne kadar bir söylenti olsa bile asıl anlatılmak istenen eserlerin taşıdığı mecaz açısından çok önemlidir. Eser anlaşılamayanı yer verdiği somut nesne ve sembollerle anlatmış, görünmeyeni göstermiştir.
Kısacası onun sanat ürünleri ne için kullanılacağına bakılmaksızın üretildikleri toplumun kültürü içerisinde kendiliğinden anlamlandırılır ve halk tarafından sembolleştirilir. O sadece Kubizm akımının değil, sanatın soyut yönünü de insanlığa öğreterek uygarlığın gelişmesine katkıda bulunmuş sanat tarihinde evrenselleşmiştir.
