18 Eylül 2025 Eintracht Frankfurt – Galatasaray maçı ile 19 Eylül 2025 Göztepe – Beşiktaş maçında istatistiksel anlamda ciddi benzerlikler göze çarptı.
Eintracht Frankfurt – Galatasaray maçı
Topla oynama: %38 – %62
Pas: 330 – 555
İsabetli pas: %75 – %85
Korner: 4 – 3
Şut: 11(5) – 14(5)
Göztepe – Beşiktaş maçı
Topla oynama: %30 – %70
Pas: 204 – 464
İsabetli pas: %57 – %78
Korner: 6 – 5
Şut: 13(5) – 13(2)
Her iki maçta da topla oynama ve pas yapma istatistiklerinde rakiplerinden neredeyse iki kat önde olan takımlardan Galatasaray 5, Beşiktaş ise 3 gol yiyerek sahadan mağlup ayrıldı. Göztepe takımının oyuncuları son vuruşlarda biraz daha etkili olsaydı tarihi bir farkla galip gelebilirlerdi.
Peki hem topla oynama yüzdelerinde hem de pas yapma istatistiklerinde bu kadar önde olan iki takım neden kaybetti ya da her iki istatistikte de bu kadar geride olan iki takım nasıl kazandı? Sanırım her iki maç için de anahtar cümle: geçiş oyunu.
Beşiktaş’ın sahaya diziliş düzeni kâğıt üstünde 4-2-3-1’di. Ama arkadaki 6’lı ile öndeki 4’lü sahada birbirinden çok kopuktu. Bu da geçiş oyunu oynayan Göztepe’nin orta sahayı çok rahat geçmesine ve daha az pas yapıp topa daha az sahip olmasına rağmen Beşiktaş’tan çok daha fazla etkili atak geliştirip rakibine üstünlük kurmasına sebep oldu. Ayrıca defanstan uzun toplarla çıkmaya çalışan Göztepe takımı, Beşiktaş orta sahasındaki ikilinin geriye fazla yaslanmasının da etkisiyle dönen topların hakimi oldu.
Galatasaray ise Beşiktaş’ın aksine rakibine önde baskı yaparak maça başladı. Rakibin gönderdiği uzun toplarda atletik ve fizikli defans oyuncularıyla üstünlük sağladılar. Dönen toplarda ise kalabalık orta sahasıyla yüksek yüzdeyle topa hakim olmayı başardılar. Böylece ilk yarım saat oyunun mutlak hakimi oldular. Daha sonra bireysel hatalar ve duran toptan üst üste gelen gollerle oyun disiplininden tamamen koparak maçı verdiler. Yenilen bir golün ardından oyunun 180 derece değişmesi, bu maç özelinde Galatasaray’ın, genel anlamda ise Türk takımlarının mental yapısını göstermesi açısından önemliydi. Oysa Eintracht Frankfurt takımı 1-0 geriye düştükten sonra bile oyun planına sadık kalarak oynamaya devam etti.
Göztepe ve Eintracht Frankfurt teknik heyetlerini kutlamak gerekiyor. Rakiplerini çok iyi analiz edip sahada hem taktik hem de skor olarak üstün gelmeyi bildiler.
Sergen Yalçın’ın yorumculuk ve teknik direktörlük döneminde söylediği “Büyük takım atak oynar, oyunun hakimi olur ve her zaman kazanmak için oynar” sözü her ne kadar kulağa hoş gelse de maalesef sahada her zaman üç puanı getirmiyor. Günümüz futbolunda kazanmanın yolu, rakip takımı iyi analiz edip ona göre taktik geliştirmekten geçiyor. Önümüzdeki süreçte bunun ne kadar uygulandığını hep beraber göreceğiz.
Yazımızı Manchester United efsanesi Sir Alex Ferguson’un meşhur sözüyle bitirelim:
“İstatistik mini etek gibidir; çok şey gösterir ama asıl göstermesi gerekeni göstermez.”