Ares’in Hikâyesi: Masum Bir Serinlik, Acı Bir Son
İzmir’de yaşanan yürek burkan bir olay, hayvan hakları konusunda ülkemizdeki büyük boşlukları bir kez daha ortaya koydu. Ares adlı bir köpek, sıcak bir yaz gününde yalnızca serinlemek için denize girdi. Ancak bu masum davranış, bir vatandaş tarafından şikayet edildi. Bunun sonucunda, belediye ekipleri Ares’i alarak bir barınağa götürdü. Ne yazık ki, bu barınak onun hayatına mal oldu.
Şikayetten Ölüme Giden Yol
Belediye ekiplerinin müdahalesiyle barınağa götürülen Ares, birkaç gün burada kaldıktan sonra hayvansever gönüllüler tarafından fark edildi. Yoğun çabalar sonucunda barınaktan çıkarıldı ve sahiplendirildi. Yeni yuvasında yaşamına devam edeceği düşünülürken, Ares’in Parvovirüs (kanlı ishal) hastalığına yakalandığı ortaya çıktı. Tüm veteriner müdahalelere rağmen, bu ölümcül virüs genç köpeği aramızdan aldı.
Bu trajik olay, yalnızca bireysel duyarsızlığı değil, sistemsel sorunları da gözler önüne serdi. Belediye barınaklarının hijyen ve sağlık standartlarının ne denli düşük olduğu bir kez daha tartışmaya yl açtı.. Ares, barınakta kaldığı kısa süre içinde virüs kaptıysa, diğer hayvanlar için de barınakların ne kadar tehlikeli olduğu soru işareti.
Barınaklar, hayvanları korumakla yükümlüyken, bugün gelinen noktada birçok barınak adeta bir ölüm kampına dönüşmüş durumda. Yeterli veteriner hizmeti sunulmadan, karantina alanları oluşturmadan, farklı yaş ve sağlık durumlarındaki hayvanlar aynı alanlara kapatılıyor. Sonuç ise Ares gibi acı kayıplar oluyor.
Toplumsal Empati Eksikliği Gözler Önünde
Ares’in hikayesi sadece bir köpeğin değil, aynı zamanda toplumun vicdanının da sorgulanması gereken bir olay. Hayvanların denize girmesi bile şikayet konusu yapılabiliyorsa, empati yetimiz hakkında ciddi endişeler oluşmalı. Üstelik bu şikayet bir canlının hayatına mal oldu.
Hayvanlara yaşam hakkı tanımayan bir anlayışla medeni bir toplum olunamaz. Oysaki Ares sadece serinlemek istemişti. Hiçbir canlı bunun için cezalandırılmamalı.
Hayvan Hakları Savunucularından Tepki Yağdı
Ares’in ölümü sonrasında sosyal medyada büyük tepki oluştu. Özellikle X platformunda yapılan paylaşımlarda, belediyelerin barınak politikaları sert biçimde eleştirildi. Gönüllüler, daha önce de benzer olaylar yaşandığını ve hiçbir önlem alınmadığını belirtti. Ayrıca, hayvan hakları yasalarının yalnızca kâğıt üzerinde kaldığına dikkat çekildi.
Kurumsal İhmaller: Hesap Verecek Kimse Yok Mu?
Peki bu olayda hesap verecek kimse olmayacak mı? Ne yazık ki Türkiye’de birçok hayvanın başına gelen benzer olaylarda olduğu gibi, sorumlular genellikle cezasız kalıyor. Oysa ki bu olayda en az üç ayrı sorumlu var:
- Şikayet eden kişi,
- Köpeği sorgusuz sualsiz barınağa götüren belediye görevlileri,
- Barınaktaki hijyen ve sağlık koşullarını denetlemeyen yetkililer.
Ares’in Ardından: Değişim Şart
Hayvan hakları savunucuları, Ares’in anısına bir kampanya başlattı. Amaçları, barınak koşullarının denetlenmesi, her belediyede veteriner hekim sayısının artırılması ve halkın bilinçlendirilmesi. Özellikle yaz aylarında sokak hayvanlarının su ve gölge ihtiyaçları için acil çözümler üretilmesi gerektiği dile getirildi.
Vicdanlarımızı Dinleme Zamanı
Ares’in hikayesi bir son değil; aslında bir başlangıç olmalı. Bu olay, bize bir kez daha gösterdi ki, hayvan hakları yalnızca yasalarla değil, toplumun ortak vicdanıyla korunabilir. Her bireyin bu konuda sorumluluk alması, gelecekte benzer acıların yaşanmaması için tek çıkar yol.
Unutmayalım: Bir toplumun medeniyet seviyesi, hayvanlara nasıl davrandığıyla ölçülür. Ares’in başına gelenler, bizim sınavımızdır.