Zehra Bilici

İklim Krizi ve Muz Üretimi: Sararan Tehlike

featured

Dünyanın en çok tüketilen meyvelerinden biri olan muz, aslında küresel iklim krizinin sessiz mağdurlarından biri. Çoğumuz için kahvaltıların vazgeçilmezi, çocukların en sevdiği atıştırmalık, vitamin deposu bir meyve… Ancak o sarı kabuğun ardında giderek kararan bir gerçeklik yatıyor: Isınan dünya, muz üretimini tehdit ediyor.

Bugün dünya muz üretiminin büyük kısmı Ekvator kuşağındaki ülkelerde gerçekleşiyor. Tropik iklim, bu hassas bitkinin en büyük dostu. Fakat artık o tropik denge bozuluyor. Artan sıcaklıklar, değişen yağış rejimleri, uzayan kuraklıklar ve ani şiddetli yağışlar muz bahçelerini hem verim hem kalite açısından zorluyor.

En büyük tehditlerden biri, iklim değişikliğiyle birlikte yayılımı hızlanan mantar ve hastalıklar. Özellikle Fusarium solgunluk hastalığı (Tropik Irk 4) tüm dünyada muz plantasyonlarını tehdit eden görünmez bir düşman. Toprakta onlarca yıl yaşayabilen bu hastalık, iklim değişikliğinin etkisiyle daha geniş alanlara yayılıyor ve üreticiyi yeni maliyetlere zorluyor.

Sıcaklık artışları da muzun gelişim döngüsünü bozuyor. Normalde belirli sıcaklık aralığında düzenli büyüyen muz bitkisi, artık strese giriyor; meyve ölçülerinde dengesizlik, olgunlaşma sorunları ve verim kayıpları daha sık görülüyor. Üstelik daha yüksek sıcaklık, zararlı böcek popülasyonlarını da artırıyor. Bu da hem üretim maliyetini yükseltiyor hem de çevresel baskıyı artırıyor.

Türkiye’de özellikle Antalya ve Mersin başta olmak üzere örtü altı muz üretimi son yıllarda ciddi ivme kazandı. Ancak seralarda dahi sıcaklık kontrolü giderek güçleşiyor. Yaz aylarında 45 dereceyi bulan hava, seralarda adeta fırın etkisi yaratıyor. Üreticiler soğutma yatırımlarına yönelmek zorunda kalıyor, bu da maliyet yükünü artırıyor.

Bir yandan da aşırı hava olayları—fırtınalar, dolu yağışları ve seller—muz seralarını vuruyor. İnce plastikteki en küçük bir yırtık bile üretici için ciddi kayıplara dönüşebiliyor.

Tüm bu tablo bizlere şunu söylüyor:
Muzun geleceği, iklim değişikliğine karşı alınacak önlemlerle doğru orantılı.

Daha dirençli çeşitlerin geliştirilmesi, akıllı sulama sistemleri, yenilenebilir enerjiyle çalışan kontrollü sera teknolojileri ve hastalık takibi konusunda erken uyarı sistemleri artık lüks değil, zorunluluk.

Bir yandan tüketici olarak bizlere de görev düşüyor. İsrafı azaltmak, sürdürülebilir üretimi destekleyen markaları tercih etmek, tarımsal politikalarda iklim duyarlılığı talep etmek önemli birer adım.

Muzun sarı rengi bize hep güneşi, tropik sıcaklığı çağrıştırır. Ama bugün bu renk, aynı zamanda bir uyarı ışığı gibi yanıp sönüyor. Çünkü iklim krizi sadece kutupları değil; soframızdaki en sıradan meyveleri bile tehdit ediyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.