Şahane Agahoğlu

Devletin Tarihi Hamlesi

featured

Toprağın üstünde kan varsa orası vatandır. Bu hakikat,milletimizin tarih boyunca direnişle, fedakârlıkla ve imanla yoğrulmuş kaderinin özetidir. Türkiye bugün, geçmişte olduğu gibi, hem içeride hem de dış sahada terörle mücadele eden bir devlettir. ASALA’nın karanlık eylemlerinden YPG’nin vekâlet savaşlarına kadar uzanan terör ağları, yalnızca sınırlarımızı değil, milletimizin huzurunu hedef almıştır. Bu sebeple Türkiye’nin mücadelesi artık; Suriyeden Libya’ya ve Afrika’ya kadar geniş bir coğrafyada sürmektedir.

Ne zaman Türkiye dış sahada stratejik bir adım atsa, belli çevrelerden aynı soru yükselir: “Ne işimiz var Suriye’de,başka coğrafya’da?” Oysa bu soruyu soranlar, tarih boyunca Türkiye nereye çekildiyse terörün oraya yerleştiğini; Türkiye nereye adım attıysa istikrarın oraya geldiğini görmek istemez. Çünkü Türkiye’nin dış sahadaki her adımı, içeride terörsüz bir gelecek için atılmaktadır. Klavye başında süreçleri hafife almak kolaydır; ama sahadaki gerçek bambaşkadır.

Sayın Devlet Bahçeli’nin yıllardır İmralı’da tutuklu bulunan terörist başıyla ilgili görüşme teklifini gündeme getirmesi, çoğu kişinin sandığının aksine bir zafiyet ya da geri adım değil; devlet aklının soğukkanlılığının ve stratejik vizyonunun göstergesidir.

Bu adımın anlamı üç boyutludur:

1. Stratejik kontrol:

Devlet, masayı dağda kurulan pusulara bırakmaz. Süreci yöneten taraf olmak, terörün son halkasını da devletin eline alması demektir.

2. Çatışmasızlık ve sivil güvenliği koruma hedefi:

Bu hamle, çatışmaları azaltmaya, sivillerin korunmasına ve uzun vadeli istikrarın tesisine yöneliktir.

3. Fedakârlık ve siyasi cesaret:

Sayın Bahçeli’nin bu teklifi, kişisel olmamakla beraber ; devletin çıkarlarını önceleyen stratejik bir iradenin ifadesidir. Zordur, risklidir, ama devlet için gerekliyse cesaretle ortaya konulmuştur.

Sayın Bahçeli’nin bu rolü, devletin bekası için yapılan fedakârlığın ve stratejik aklın sembolüdür. Her adımın Türkiye’nin geleceğine kurulmuş sağlam bir taş olduğu unutulmamalıdır.

Düşmanın attığı her zehirli mermi, milletin dirayetli evlatları tarafından bertaraf edilir. Ancak terörle mücadele sadece sahada çarpışan askerlerle sınırlı değildir. Strateji masalarında alınan kararlar, istihbarat operasyonları, diplomatik dengeler ve uluslararası ilişkiler de bu mücadelenin görünmeyen cephelerini oluşturur.

Bu noktada, şehitlerimiz milletimizin varlık sebebidir. Onları unuttuğumuzu sananlar büyük yanılgı içindedir. Çünkü şehitler yalnızca taşlara kazınmış isimler değildir; onlar bu topraklarda her sabah ezanıyla, her dua ile, her nefesle yaşayan bir emanettir. Her bir şehit, şerefli şehadet ağacının bir dalıdır; gölgesi vatandır, meyvesi bağımsızlıktır.

Günümüz terörle mücadele stratejisinin en kritik boyutlarından biri teknolojik üstünlüktür. Türkiye’nin savunma sanayisinde İHA/SİHA teknolojisine yaptığı yatırımlar, sahada oyun değiştirici bir nitelik kazanmıştır.

İHA’lar artık: anlık istihbarat toplamak, riskli bölgeleri taramak, düşük maliyetle yüksek verim sağlamak ,terör örgütlerinin hareket alanını daraltmak, nokta operasyonlarla örgüt kadrolarını etkisiz hale getirmek gibi görevlerde Türkiye’ye büyük avantaj sağlamaktadır. Bu teknolojiler yalnızca askerî güç olmakla beraber hemde diplomatik güçtür. Türkiye’yi bağımsızlaştırır, caydırıcılığını artırır, uluslararası arenada masada elini güçlendirir. Gerçek güç, teknolojinin sağladığı kapasite ile sahadaki fedakârlığın birleştiği yerde ortaya çıkar.

Bazı kişiler, bilerek ya da bilmeyerek, devletin bu hamlelerine karşı çıkar; stratejik süreçleri yanlış yorumlar ya da manipülatif algılara kanar. Oysa vatan, ne şehitlerini unuttu ne de yürütülen operasyonların önemini göz ardı etti.

Eleştirmek kolaydır.Çözümü baltalamak kolaydır. Ama devletin 40 yıllık terörle mücadelesini tarihsel, siyasi ve stratejik bir bütünlük içinde değerlendirmek cesaret ister; bilgi ister.Vatandaşın görevi, dezenformasyonun yönlendirdiği duygusal dalgalara kapılmak değil; devlet aklının büyük resmini anlamaya çalışmaktır.

Türkiye’nin mücadelesi zorludur, meşakkatlidir, fakat amacı nettir:

Terörsüz bir vatan ve güvenli bir gelecek.

İmralı’daki terörist başıyla görüşme teklifi, devletin akıllı, planlı ve sabırlı hamlesidir. Bu, teslimiyet olarak algılanmamalı; stratejik bir inisiyatif olarak okunmalı. Bugün atılan her adım, yarının huzuruna yöneliktir.

Devletin iradesi, milletin gücü ve şehitlerimizin emaneti birleştiği sürece Türkiye, her tehdide karşı dimdik ayakta durmaya devam edecektir.

Vatan sağ olsun. Şehitlerimiz şerefli, milletimiz vakurlu, devletimiz yüce olsun.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.