Zafer Özcivan

TÜRKİYE DOLAR MİLYONERİ ARTIŞINDA DÜNYA LİDERİ

featured

UBS Küresel Servet Raporu 2025 verileri, küresel ekonomide dengelerin yeniden şekillendiğine işaret ederken, Türkiye çarpıcı bir biçimde dünya sıralamasının zirvesine yerleşti. 2024 yılında dolar milyoneri sayısını yüzde 8,4 artıran Türkiye, bu alanda dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi oldu. Ancak bu tablo, toplumun geneline yayılan bir zenginleşme anlamına gelmiyor—aksine, yüksek enflasyon nedeniyle geniş halk kesimleri servet kaybederken dolar bazlı varlıklarını artıran sınırlı bir kesim hızla zenginleşiyor.

MİLYONER SAYISINDA REKOR ARTIŞ: TÜRKİYE AÇIK ARA LİDER

UBS’in Küresel Servet Raporu’na göre, 2024 yılında dünyada dolar milyoneri sayısı yalnızca yüzde 1,2 artarken, Türkiye’de bu artış 8,4’e ulaştı. Bu oran, neredeyse küresel ortalamanın yedi katı.

Toplam 236 bini aşkın dolar milyoneri ile Türkiye, orta ölçekli ekonomiler arasında “en hızlı servet büyümesi yaşayan ülke” olarak rapora geçti. Yaklaşık 7 bin kişinin bir yıl içinde dolar milyonerleri arasına katılması, döviz bazlı servet koruma refleksinin ne kadar güçlendiğini gösteriyor.

Listeye bakıldığında:

**Türkiye: %8,4

Birleşik Arap Emirlikleri: %5,8

Hindistan: %4,4**

Türkiye, bu iki hızlı büyüyen ekonomiyi de geride bırakarak ilk kez küresel servet haritasında başrol oynadı.

SERVET ARTIYOR AMA ALIM GÜCÜ DÜŞÜYOR

Rapordaki en çarpıcı bulgulardan biri, Türkiye’de milyonerlere eklenen kişi sayısı kadar servet dağılımının adaletsizliğinin derinleşmiş olması. Yerel para cinsinden medyan servet son bir yılda yüzde 21 geriledi ve Türkiye bu alanda dünya genelinde en sert düşüş yaşayan ülke oldu.

Bu tablo, milyoner sayısındaki artışla taban gelirdeki erime arasındaki uçurumu gözler önüne seriyor. Bir başka deyişle, Türkiye’de servet artıyor ama bu artış toplumun çok küçük bir bölümünde yoğunlaşıyor.

ENFLASYON VE KUR ETKİSİ: KÂĞIT ÜSTÜ SERVET ARTIŞI

Türkiye’de servet birikiminin dolar bazlı gerçekleşmesinin ardında iki temel dinamik var:

Yüksek enflasyon nedeniyle TL’de servet korunamaması

Döviz, altın ve fiziki varlıklara yönelimin hızlanması

Birçok kişi için enflasyon gelirleri ve birikimleri aşındırırken, dolar bazında kazancı ve varlığı olan veya finansal araçlara erişebilen kesim servetini katlıyor. Bu nedenle Türkiye’de dağılım “homojen zenginleşme” değil, “korunma refleksiyle zenginleşen azınlık” şeklinde yaşanıyor.

DÜŞÜK BORÇLU AMA YÜKSEK KIRILGANLIK

UBS raporunun dikkat çeken başka bir detayı: Türkiye’nin düşük borçluluk oranı. Suudi Arabistan, Meksika, İtalya ve İspanya ile birlikte Türkiye, toplam servet içinde borç yükü en düşük ülkeler arasında yer aldı.

Bu durum, bireylerin borçlanma yerine dolar ve varlık birikimine yöneldiğine işaret ediyor. Ancak borçluluk düşük olsa da gelir ve servetin çoğu elde toplanmış durumda. Böyle bir dar gelir tabanında servet yoğunlaştığında, ekonomik ve toplumsal kırılganlıklar artıyor.

KÜRESEL BAĞLAM: ABD VE ÇİN ÜSTÜNLÜĞÜ SÜRÜYOR

2024 yılında dünya genelinde milyonerlere 684 bin kişi daha eklendi. Sayısal olarak en büyük artış yine ABD’de gerçekleşti; ülkede günde ortalama binin üzerinde kişi dolar milyoneri oldu. Çin ise 141 bin yeni milyoneriyle ikinci sıradaki yerini koruyor.

Bu iki ülke, küresel servetin yarısından fazlasını elinde tutmaya devam ederek servet konsantrasyonunun geldiği boyutu gözler önüne seriyor.

TÜRKİYE İÇİN BU TABLO NE ANLAMA GELİYOR?

Türkiye’nin dolar milyoneri sayısında dünya lideri olması ilk bakışta başarı gibi görünebilir. Ancak makroekonomik koşullar incelendiğinde, bu gelişmenin iki yüzü olduğu ortaya çıkıyor:

✔ Pozitif tarafı:

Türkiye’nin finansal varlıklara erişimi artıyor.

Döviz ve varlık koruma stratejileri sonuç veriyor.

Türkiye küresel servet ekosisteminin radarında.

✘ Negatif tarafı:

Zenginleşme geniş kitlelere yayılmıyor.

Yüksek enflasyon medyan serveti eritiyor.

Toplumun çoğu yoksullaşırken en zengin kesim daha da zenginleşiyor.

Gelir ve servet eşitsizliği hızla artıyor.

SONUÇ: SERVET ARTIYOR, ADALET EKSİLİYOR

Türkiye’nin dolar milyoneri sayısındaki tarihi artış, makro anlamda sermaye birikiminin devam ettiğini gösterse de sosyoekonomik açıdan derin bir ayrışmayı işaret ediyor. Milyoner sayısındaki hızlı yükselişin toplumun refah seviyesine yansımadığı, aksine servet eşitsizliğini daha da keskinleştirdiği görülüyor.

Bu tablo, Türkiye ekonomisinin yeni bir gerçekliğini ortaya koyuyor: Zenginleşen bir azınlık, küçülen bir orta sınıf ve hızla yoksullaşan geniş kitleler.

Önümüzdeki dönemde servet artışının sürdürülebilirliği, ancak gelir dağılımı, enflasyon kontrolü, finansal erişim ve adil büyüme politikalarıyla mümkün olacak. Aksi takdirde Türkiye’nin milyonerlere liderlik eden bir ülke olarak değil, sosyal gerilimleri büyüyen bir ekonomi olarak anılması işten bile değil.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.