Zafer Özcivan

EKİM 2025 TARIM ÜRÜNLERİ ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ

featured

Türkiye’de tarımsal üretim maliyetlerinin ve gıda fiyatları üzerindeki baskının önemli göstergesi olan Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) Ekim 2025’te yıllık bazda %45,40 oranında artış gösterdi. Aylık değişimin %4,00 olarak gerçekleştiği endeks, genel tüketici enflasyonunun önemli belirleyicisi olan tarımsal fiyat dinamiklerinin hâlâ yüksek seviyede seyrettiğini ortaya koyuyor. Bu tablo, gıda arzı ve fiyat istikrarı açısından önümüzdeki dönem için dikkatle izlenmesi gereken bir döneme işaret ediyor.

Aylık artış yeniden hızlandı – Tek yıllık bitkisel ürünlerde sert yükseliş

Ekim ayındaki %4’lük artış, tarımsal üretim maliyetlerinin yükseldiğini ve özellikle bitkisel üretim kalemlerinde belirgin bir fiyat baskısının ortaya çıktığını gösteriyor. Alt kırılımlara bakıldığında, tek yıllık bitkisel ürünlerde aylık bazda %12,00’lik artışla son dönemin en sert fiyat yükselişi kaydedildi. Bu kategori, sebze, bakliyat ve bazı tarla bitkilerini kapsadığı için kısa dönemde hane halkı bütçesini doğrudan etkileme potansiyeline sahip.

Çok yıllık bitkisel ürünlerde ise %1,32’lik düşüş dikkat çekiyor. Bu grup genellikle meyve bahçeleri, zeytinlikler ve bağcılığı içeriyor. Geçen ay görülen yüksek baz etkisi ve hasat koşullarının nispeten iyileşmesi fiyat düşüşünde etkili olmuş olabilir. Buna karşın, yıllık bazda bu kategorideki artış oranı %82,38 gibi oldukça yüksek seviyede; bu durum tarımın uzun vadeli yapısal maliyet sorunlarını halen çözemediğinin bir göstergesi.

Yıllık artışta %45’in üzeri: Tarımsal maliyetler çiftçiyi zorluyor

Tarım-ÜFE’nin yıllık artışının %45,40 olması, tarımsal üretici maliyetlerinin ve satış fiyatlarının, genel enflasyona paralel ancak zaman zaman daha da yüksek seyrettiğini göstermeye devam ediyor. Enflasyon hedeflemesi açısından da büyük önem taşıyan bu veri, tarımsal arzın sürdürülebilirliğini etkiliyor. Fiyat artışları üreticilere kazanç gibi görünse de çoğu durumda maliyet artışları (mazot, gübre, yem, ilaç, işçilik vb.) gelir artışını gölgede bırakıyor.

Nitekim canlı hayvanlar ve hayvansal ürünler grubundaki artış %28,28 ile genel endekse göre daha ılımlı seyretse de yem fiyatlarının yüksek seyrinin devam etmesi, hayvancılıkta sürdürülebilirliği tehdit etmeye devam ediyor. Bir başka dikkat çekici kalem ise su ürünleri ve balıkçılık hizmetleri. Bu kategoride yıllık artış %47,16’ya ulaşarak üst sıralarda yer aldı. Balıkçılık sektöründe artan enerji maliyetleri, avlanma kotaları ve iklim kaynaklı üretim kısıtları bu yükselişin ana nedenleri arasında sayılabilir.

Alt gruplarda çarpıcı farklar: Meyveler zirvede, sebzede aylık şok

Ekim 2025’te yıllık değişimin en yüksek olduğu alt grup %137,84 ile “yumuşak çekirdekli ve sert çekirdekli meyveler” oldu. Bu, son yıllarda sıkça tartışılan meyve fiyatlarındaki tırmanışın istatistiklere çarpıcı şekilde yansıdığını gösteriyor. İklim değişikliği, rekolte kaybı, üretim alanlarının daralması, işçilik maliyetleri ve doğrudan ihracat talebi bu artışın arkasındaki temel faktörler arasında sayılıyor.

Aylık bazda en yüksek artış ise %28,84 ile “sebze, kavun-karpuz, kök ve yumrular” grubunda gerçekleşti. Kış sezonuna geçiş, arz koşullarının daralması, örtü altı üretim maliyetlerindeki artış ve arz zinciri sorunları bu yükselişin nedenleri olarak ön plana çıkıyor. Bu kategorideki artış, tüketici fiyat endeksine (TÜFE) doğrudan ve güçlü bir geçiş etkisi yaratacağı için, önümüzdeki aylarda gıda enflasyonunun yeniden yukarı yönlü baskı altında kalabileceğini gösteriyor.

Orman ürünlerinde ve hayvancılıkta dengeli görünüm

Orman ürünleri ve ilgili hizmetlerdeki aylık artış %2,35, yıllık artış ise %44,93 olarak gerçekleşti. Bu kalem çoğu zaman göz ardı edilse de özellikle odun, kereste, reçine ve kırsal sanayi ürünlerinin fiyat dinamiklerini etkilemesi nedeniyle hem sanayi hem de kırsal kalkınma açısından önem taşıyor.

Hayvansal ürünlerde aylık artışın %1,75 ile sınırlı kalması olumlu görünebilir, ancak yıllık artış %28,28 düzeyinde. Bu tablo, yem fiyatları ve enerji maliyetlerinde bir yatay seyrin oluşmaya başladığına işaret etse de sürdürülebilir üretim için maliyet baskısının hâlâ yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca hayvancılıkta arz-talep dengesinin bozulması, özellikle kırmızı et ve süt fiyatlarında kalıcı bir istikrarsızlık yaratmaya devam ediyor.

Gıda enflasyonu ve tarımsal yapısal sorunların gölgesinde

Tarım-ÜFE’deki yüksek seviyeler yalnızca fiyat artışlarını değil, Türkiye tarımının uzun süredir devam eden yapısal sorunlarını da işaret ediyor. Küçük ölçekli işletmelerin verimlilik sorunları, üretim planlamasının yetersizliği, iklim riskleri, çiftçi yaşlanması, tarımda altyapı eksiklikleri ve finansmana erişim sorunu enflasyonun arka planındaki asıl nedenler arasında yer alıyor.

Bu görünüm, tarımda sadece destek ve teşvik mekanizmalarının değil, aynı zamanda verimlilik, dijitalleşme, sulama modernizasyonu, tohum ve teknoloji politikalarının bütüncül bir şekilde ele alınmasını gerektiriyor. Aksi durumda, yüksek Tarım-ÜFE rakamları yalnızca çiftçinin maliyetlerini artırmakla kalmaz, aynı zamanda tüketiciye yüksek fiyatlar şeklinde yansımaya devam eder.

Sonuç: Tarım-ÜFE’deki seviye alarm veriyor – Yapısal dönüşüm şart

Ekim 2025 verileri, tarımsal üretici enflasyonunun kontrol altına alınamadığını, hatta bazı alt sektörlerde kırılganlığın belirginleştiğini gösteriyor. Tek yıllık bitkisel ürünlerde yüzde 12’lik aylık artış, sebzede yaşanan fiyat şokları ve meyvelerde süregelen yıllık üç haneli artış, tarımsal enflasyonun sadece mevsimsel değil, yapısal bir sorun olduğunu kanıtlıyor.

Tarım-ÜFE’nin yönü, gelecek aylarda gıda fiyatlarının seyrine ilişkin güçlü bir öngörü sağlıyor. Bu nedenle, üretimin her aşamasını kapsayan maliyet azaltıcı, verimliliği artırıcı ve iklim risklerine uyum sağlayan bir tarım politikası geliştirilmediği sürece hem çiftçi hem tüketici yüksek fiyatlarla yaşamayı sürdürecek gibi görünüyor.

Ekonomi yönetimi açısından ise Tarım-ÜFE, para politikası ve gıda arzı politikalarının entegrasyonu açısından belirleyici olmaya devam edecek. Tarım sadece ekonomik bir sektör değil; gıda güvenliği, sosyal refah ve ulusal stratejik bağımsızlığın temel bileşeni. Dolayısıyla Tarım-ÜFE yalnızca bir istatistik değil; geleceği planlamak için bir uyarı niteliğinde.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.