10 KASIM…
Bizler için ne ifade ediyor?
ATATÜRK gibi büyük bir komutana ve devlet adamına sahip olmamıza rağmen, hâlen sığ tartışmaların içinde boğulup gidiyoruz.
23 Nisan 1920…
29 Ekim 1923…
Anlayamadığım, her sene bu tarihlerde toplumumuz kutuplaşmanın gereği olarak gerginliğe ve huzursuzluğa gark olmakta.
Bu ülkenin kafası çalışan, aydın ve ortalama bir öğretimden geçmiş “yurttaş-bireyinin”, ATA’SIYLA hiçbir sorununun olmaması gerekir.
Türkiye’de tartışmalar zaten belirli kurumlar ve kavramlar üzerinden sürdürülmekte. Özellikle, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, kurucu liderimiz bağlamında her sene “polemiklere” neden olacak icraatlar içerisinde olması, toplumumuzda infiale neden olmakta.
Öte yandan… ATATÜRK’ÜMÜZ… Belirli kesimler tarafından sahiplenilmekte ve bir CAM FANUSA konmakta. Atatürk, bir TABU olarak kamuoyunda bir nevi yasaklanmakta. Ulu liderimizin insanî yönlerinin yok sayıldığı bir anlatımla, sadece devlet adamı ve asker olarak resmedilen ebedi banimiz Mustafa Kemal Atatürk, karşıdevrimci diyeceğimiz kesimlerin elinde polemik hâline getiriliyor.
Özellikle… Laik taassupçularla dinci taassupçular arasındaki gerilim, toplumumuzun da huzurunu kaçırmakta.
Cumhuriyetimizin kurucusu ATATÜRK’ÜMÜZÜN bize bıraktığı eseri de…
TÜRK DEVRİM FELSEFESİ de…
İNKILAPLARI da…
Her türlü dogmalardan, iptidai söylem ve eylemlerden ayrı tutularak, müstesna bir biçimde yaşatılmalıdır.
10 KASIM, BİR MATEM DEĞİL, Onun huzur ve gönül rahatlığıyla eserini milletine bıraktığı ândır.
* * *
Öte yandan…
Atatürk’ümüz, milletimizin kalbinde her sene daha büyük bir ÖZLEM ile yerini alırken, ve yine ATA’MIZA hasretimiz daha da büyürken…
KARŞIDEVRİM…
Diyebileceğimiz hareketler ve söylemler, aleni bir biçimde sergilenmekte. İnsan düşünmeden edemiyor:
15 senelik CUMHURBAŞKANLIĞI sürecinde elinden gelen her türlü fedakârlıkla ve özveriyle devletinin ve milletinin gelişmesi ve muasır devletler ailesinin içinde yer alması için mücadele veren…
Kurucu liderine hâlâ neden saygısızlık ve kadirbilmezlik yapılır, cevap bulamıyorum…
SEMBOLİK olarak…
Atatürk büstlerinin darp edilmeleri, yıkılmaya çalışılmaları, posterlerinin veya fotoğraflarının ya yırtılması veya çöpe atılması…
Yapanlara ne kazandırıyor?
Kocaman bir HİÇ!
MİLLETİN kalbinde edindiği sevgiyi ve saygıyı bu tip nahoş hadiselerle yerle bir edeceklerini zannedenler, bu sevgiyi daha da perçinliyorlar…
SİYASAL İSLAMCI politikacıların BOP ya da GOP çerçevesinde, Ata’mızın aziz hatırasına gölge düşürecek açıklamalarına veya kamu alanı addedilecek mahallerde ATAMIZA yapılan saygısızlıklara ses çıkarmamalarına…
Her 10 KASIM da…
Dolup taşan ANITKABİR manzaraları kocaman bir cevaptır.
Bu yüzden, ATATÜRK’ÜN kapasitesini ve vizyonunu anlayamayan veya anlamaya niyet etmeyenlerle polemiğe girmeye hiç gerek yok.
CUMHURİYET…
MODERN TÜRKİYE DEVLETİ… Hâlâ ayaktayken…
Atatürk’ün gölgesinden bile huzursuzluk duyanların bu memlekette neleri kalacak arkaya dönüp baktıklarında?
AZİZ MİLLETİMİZ, ATATÜRK’ÜMÜZÜ, hatırlamaya, dünya döndükçe devam edecektir.
