Bir ülkenin en değerli hazinesi ne altını ne petrolü… O ülkenin bereketli toprağıdır. Çünkü toprak varsa üretim vardır, üretim varsa hayat vardır. Ancak bugün, Avrupa’nın en çok tarım toprağı kaybeden ülkesi olarak Türkiye’nin adı anılıyor.
Son 20 yılda Türkiye, yaklaşık 4,5 milyon hektar tarım arazisini kaybetti. Bu rakam, Belçika’nın yüzölçümüne eşdeğer. Tarımsal üretimden kopan her karış toprak, soframıza gelen ekmeğin, sebzenin, meyvenin azalması anlamına geliyor.
Peki, neden kaybediyoruz?
Yanıt, hem doğal hem de insani etkenlerde saklı. Kontrolsüz kentleşme, sanayi bölgelerinin yanlış planlanması, otoyol ve maden projeleri derken verimli ovalar betonla kaplanıyor. Diğer yandan kuraklık, erozyon ve yanlış sulama teknikleri toprağın doğal yapısını bozuyor.
Bir zamanlar “bereketli hilal” diye anılan topraklarımız, bugün susuzluk ve çoraklaşmayla mücadele ediyor. Üstelik miras yoluyla bölünen tarlalar, artık ekonomik üretim yapamayacak kadar küçülmüş durumda.
Avrupa ülkeleri topraklarını korumak için ciddi önlemler alıyor. Almanya’da bir hektar tarım arazisini yapılaşmaya açmak için 10 ayrı kurumdan izin alınırken, Türkiye’de çoğu zaman birkaç imza yeterli oluyor.
Artık dur demenin zamanı geldi.
Çünkü kaybettiğimiz her dönüm, geleceğimizden kopan bir parçadır. Tarım arazilerini korumak sadece çiftçinin değil, bu topraklarda yaşayan her birimizin sorumluluğudur.
Beton değil, bereket büyüsün.
Avrupa’nın En Çok Tarım Toprağı Kaybeden Ülkesi: Türkiye
