Emel M. Çinkılınç
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Konfor Alanının Gizli Tuzağı: Cesaretin Gücü

Konfor Alanının Gizli Tuzağı: Cesaretin Gücü

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İş hayatı çoğu zaman göründüğünden daha karmaşık bir denge oyunudur.

Bir yanda güvenliğimiz ve alışkanlıklarımız, diğer yanda ise gelişme ve ilerleme ihtiyacımız vardır. İşte bu noktada karşımıza “konfor alanı” çıkar.

Konfor alanı, bildiğimiz işlerle meşgul olduğumuz, riskten uzak, güvenli bir bölgedir. Günlük rutinlerimizi sürdürürken huzurlu hissederiz. Ancak bu güven, zamanla görünmez bir zincire dönüşebilir.

Albert Einstein’ın şu sözü tam da bunu anlatır:

“Delilik, aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemektir.”

Her gün aynı yöntemleri izleyerek farklı başarılar elde edemeyiz. Yeni bir adım atmadan, kendimizi zorlamadan daha ileriye gitmemiz mümkün değildir.

Birçok profesyonelin deneyiminde ortak bir nokta vardır:

  • İlk kez bir projede liderlik üstlenmek,
  • Topluluk önünde sunum yapmak,
  • Yeni bir görev almak…

Başta korkutucu gelir, çünkü bilinmezlik kaygı uyandırır.

Ama işte tam da o zorlanma anlarında gerçek potansiyelimiz ortaya çıkar. Kendi sınırlarımızı keşfetmek, en büyük kazançtır.

İş dünyasında da yeni fırsatlar, çoğu zaman alıştığımız çemberin dışında yer alır. Rahatımızı bozmak istemediğimiz için kaçtığımız görevler, aslında bizi geliştiren basamaklardır.

Stres Düşman mı, Müttefik mi?

Elbette konfor alanından çıkmak, beraberinde stresi getirir.

Çoğu kişi bu yüzden yeni adımlar atmaktan çekinir.

Oysa stresin tamamı düşman değildir.

Doğru dozda stres bizi motive eder, odaklanmamızı sağlar ve yaratıcılığımızı tetikler. Psikolojide buna “yapıcı stres” denir.

Mesele, stresi yok etmek değil; onu yönetmek, enerjisini doğru yöne kanalize edebilmektir.

Aynı olay, birine yük gibi gelirken diğerine fırsat gibi görünebilir. Bakış açımız iş hayatındaki tutumumuzu belirler.

“Mutluluk, olaylara bakış açımıza bağlıdır.”- Marcus Aurelius

Başarılı insanlara baktığımızda ortak bir özellik görürüz: Cesaret.

Onlar hata yapmaktan korkmamış, risk almayı göze almış kişilerdir.

Çünkü hata yapmadan öğrenmek mümkün değildir.

Thomas Edison’un yüzlerce deneme sonunda ampulü bulması bunun en güzel örneğidir. Ona “Pes etmeyi hiç düşünmediniz mi?” diye sorduklarında şöyle demişti:

“Hayır, ben başarısız olmadım. Sadece işe yaramayan yüzlerce yol buldum.”

Belki de her gün kendimize şu soruyu sormalıyız:

“Bugün beni zorlayan ne yaptım?”

Eğer cevabımız uzun süredir aynıysa, demek ki konfor alanında fazla oyalanıyoruz.

Oysa büyüme, tam da o alanın ötesinde başlar.

Winston Churchill’in sözleriyle bitirelim:

“Başarı son değildir, başarısızlık da ölümcül değildir. Önemli olan devam etme cesaretidir.”

İş hayatında da en değerli sermayemiz, işte bu cesareti kaybetmemektir…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!