Şahane Agahoğlu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. “Mikrop ve Umut: Türkiye’nin Kararlılığı”

“Mikrop ve Umut: Türkiye’nin Kararlılığı”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Dünya büyük bir hastane…

Ve o hastanenin başhekimi Türkiye.

Doktorlar çok; kimi diplomasiyle, kimi ekonomik yardımlarla, kimi sözde barış çağrılarıyla görev yapıyor. Ama ne kadar deneyimli olurlarsa olsunlar, kalplerinde iman yoksa, ellerinde vicdan yoksa o hasta asla iyileşmez.

Bugün bu hastanenin en ağır yaralı hastası Filistin’dir. Bedenine saplanan mermiler yalnızca kanını değil, umutlarını da tüketiyor. Bedeni yaralayan mermiler, ruhu kemiren mikrop…Kalbini paramparça eden işgalin adı İsrail… O bu hastanenin mikrobudur. İnsanlığın damarlarını kurutarak, kan emiyor ve vücuda virüs olarak yayılıyor.

Ama unutulmamalıdır ki, mikrobun karşısında en güçlü bağışıklık imandır. İmanla yoğrulmuş bir başhekim gibi Türkiye, yaralı Filistin’in başında. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, elinden gelen tüm takviyeyi yapıyor: ilaç da veriyor, moral de, sesini de yükseltiyor.

Fakat sadece başhekim yetmez…

Bir ameliyat için cerrah da gerekir, anestezi de, kan da… Yani ümmetin her ferdi, her devleti sorumluluk almalı. İslam dünyası bir bütün olarak ayağa kalkmadıkça bu hasta dirilemez.

Bu büyük imtihanda Türkiye yalnız değildir, olmamalıdır. Çünkü biz biliyoruz ki; ümmet tek bir vücuttur. Vücudun bir parçası acı çektiğinde, tüm beden o acıyı hisseder.

Tarihî şifalar:

Bosna’da katliamlar sonrası yaralı toplumun yeniden ayağa kalkmasında en çok desteği Türkiye verdi.

Somali açlık ve iç savaşla ölmek üzereyken, ilk büyük hastane Türkiye’nin eliyle kuruldu; orada “kan” yerine “ekmek” akıttı.

Azerbaycan’da 30 yıllık işgalin yarasını Karabağ Zaferi ile Türkiye’nin takviyesi sardı.

Ve Tecrübelı doktorlar diyor ki , İsrail’in iç siyaseti çalkalanıyor, ordu disiplinini kaybediyor. Mikroplar nasıl bağışıklığa yenilirse, İsrail de ümmetin direnişine yenilecektir.

Suriye’deki terör koridoru, Türkiye’nin operasyonlarıyla çökmüş durumda. ABD’nin desteklediği yapılar nefes alamıyor.

İsrail bir mikrop gibi Filistin’in damarlarını kemiriyor, ümmetin kanını emiyor.

PYD/YPG ise bir tümör gibi Suriye’nin bedenine yerleşmiş durumda. Dışarıdan beslendikçe büyüyor, ama kökü zayıf; bir neşterle alınacak bir urdan ibaret. Türkiye bugün sadece başhekim değil, aynı zamanda cerrah gibi davranıyor:

Mikrobu (İsrail’i) ümmet bedeninden söküp atmak için bağışıklığı güçlendiriyor. 

Tümörü (PYD’yi) temizlemek için sınır ötesi operasyonlarla neşter vuruyor.

Ve unutmayalım: Mikrop antibiyotiğe dayanamaz, tümör de kesilip atılmadan yaşayamaz.

Türkiye’nin eli hem antibiyotik hem neşterdir.

Dünya hastane olsa da, gerçek şifa yalnız Allah’tandır. İmanla birleşmeyen eller, ne kadar profesyonel olursa olsun, bu yaranın üstünü örtemez. Ancak iman, vicdan ve cesaretle hareket eden bir ümmet, Filistin’i ayağa kaldırabilir.

 Mikroplar kan içer, ama sonunda bağışıklığa yenilirler. İsrail de aynı sona doğru gidiyor. Çünkü Allah’ın vaadi açıktır:

“Zalimler nasıl bir inkılâpla devrileceklerini yakında göreceklerdir.” (Şuarâ 227)

İç siyasette bazı gruplar başhekimin gayretlerini görmezden geliyor, kamuoyunda manipülasyonlar yapıyor ve kritik kaynakların seferber edilmesini geciktiriyor. Medya baskıları, dezenformasyon kampanyaları ve kamuoyunu yanıltıcı haberler de Türkiye’nin yaralı Filistin’e ulaşmasını ve etkili yardım sunmasını yavaşlatıyor.

Ama unutulmamalıdır ki, imanla hareket eden eller engelleri aşmayı bilir. Başhekim Türkiye, engellerle dolu koridorlarda dahi yılmadan ilerliyor; diplomasi tuzaklarını, iç siyasetin engelleyici unsurlarını ve manipülatif medyayı birer basamak gibi kullanarak, yaralı Filistin’e ulaşmak için yolunu açıyor. Engeller ne kadar büyük olursa olsun, kararlılık ve imanla yürüyen bir liderin önünde duramaz.

Türkiye, ümmetin başhekimi olarak üzerine düşeni yapıyor. Ancak kanın, cerrahın ve diğer doktorların da gelmesi gerek. Yani ümmetin tamamı… Çünkü bu hasta, yalnızca Filistin değil; tüm insanlığın vicdanıdır.

Ve şifa, imanla birleşmeyen ellerden değil, vicdanla yoğrulmuş kalplerden gelecektir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!