Siyasette iddialı hedefler ortaya koymak ve bunun için mücadele etmek “olması gereken” bir şeyken…
Memleketimizde cereyan eden ise…
Her nedense…
“ATI ALAN ÜSKÜDARI GEÇENE” kadar oluyor.
Türkiye’de son günlerde cereyan eden gelişmelerden ötürü, ülkeyi yönetenlerin en ufak rahatsızlık duymamaları gerçekten de düşündürücü. Değerli okuyucular, eğer bir ülkede hem iktisadî hem de adliyelik gelişmelerde artış yaşanıyor ve vatandaşların “can güvenliği” hadisesi olağan konuşmalar içine girdiyse…
Burada normal dışı hadiseler vardır demektir. Seçimden önce vatandaşın gönlünü çelebilmek için, oyunu alabilmek için tüm kamu gücünü ve kaynaklarını seferber edenler, büyük iştiyakla beklenene kavuştuktan sonra, toplumdan uzak düşer oldular. İşte bundan ötürü, Türkiye’mizde politikaya da ekonomiye de ve diğer insan odaklı aktivitelere de insanlarımız yüz çevirir oldu.
İnsanlarımız neredeyse hayata küser duruma geldi. Ben, pek sosyal medyada vakit geçirmeyi sevmiyorum. Ama ne yapalım herkesin elinde işlevselliğine ve ederine göre bir akıllı telefon var, bazen memleketteki gelişmelerden haberdar olmak adına sosyal ağlarda vakit geçiriyorum. Benim burada üzüldüğüm husus, vatandaşlarımızın son yaşananlardan mıdır yoksa bu durum uzun zamandır vardı da devam mı ediyordu, bilemiyorum, değer aşınması yaşadığı.
Hani yeri geldiğinde biz, Müslüman bir toplum olduğumuzdan övünerek bahsederiz. Ben artık toplumumuzun İslamî yaşam değerlerinden çok uzak bir yaşantıya sürüklendiğini, en azından sosyal medyadan müşahede ediyorum. Diyebilirsiniz ki, Türkiye cumhuriyeti “laik bir devlet”. Zaten bundan şüphe yok. Ama insanlarımızın çoğunu Müslüman diyerek nitelendirdiğimiz için diyorum. Gerçekten de gençler arasındaki dinî değerlerden uzaklaşma, çok daha belirgin vaziyette. Gerçekten de düşündürücü…
Neden?