Suat Elibüyük
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Türkiye’nin Kriz Döngüsü: Ekonomi, Hukuk ve Toplumsal Yapı Üçgeninde Analiz

Türkiye’nin Kriz Döngüsü: Ekonomi, Hukuk ve Toplumsal Yapı Üçgeninde Analiz

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’de ekonomik krizler sürekli gündeme gelir, her defasında çözüm yolları tartışılır ama kalıcı bir iyileşme sağlanamaz. Bunun temel nedeni sadece ekonomi politikalarıyla uğraşmak değildir; krizlerin kökü, hukukun, eğitim sisteminin ve kültürün zayıf temellerine dayanmaktadır. Ekonomi ve hukuk birbirinden ayrılamaz bir bütündür; birinde yapılan hatalar diğerini doğrudan etkiler.

Ekonomik düzenin sağlıklı işlemesi için hukuk sisteminin etkin olması şarttır. Hukukta belirsizlik, keyfi uygulamalar, yatırımcı güveninin sarsılması ve mülkiyet haklarının korunmaması, ekonomik büyümeyi doğrudan engeller. Türkiye’de yıllardır sıkça gördüğümüz keyfi uygulamalar ve hukukun öngörülebilir olmaması, sermaye piyasalarının güvenini zedelemekte, yatırımları ve üretimi olumsuz etkilemektedir. Dolayısıyla ekonomi politikaları ne kadar güçlü olursa olsun, hukuk sisteminde temel eksiklikler olduğu sürece krizler tekrar eder.

Eğitim ve kültür ise bu üçgenin diğer ayağıdır. Eğitim sistemi, sadece teknik bilgi vermekle yetinmemeli; aynı zamanda hukukun işleyişini, toplumsal sorumluluğu ve ekonomik bilinç ile kültürel değerleri içermelidir. Türkiye’de eğitimdeki kalite ve fırsat eşitsizlikleri, gençlerin üretim, yatırım ve ihracat konularında yeterince hazırlanamamasına yol açmaktadır. Kültürel alışkanlıklar, kısa vadeli kazanç odaklı ve kuralları esnetmeye meyilli bir ekonomi anlayışı ile birleştiğinde, dış ticaret ve üretim dengeleri de olumsuz etkilenmektedir.

Dış ticarette yaşanan sorunlar da aynı çerçevede açıklanabilir. Türkiye, ihracat ve ithalat dengelerinde sürekli dalgalanmalar yaşıyor. Bunun nedeni sadece döviz kurları veya enerji maliyetleri değildir; hukuki belirsizlik, ithalat ve ihracat süreçlerindeki karmaşa, denetim ve denge mekanizmalarının eksikliği, firmaların uluslararası rekabet gücünü düşürmektedir. Yani dış ticaret sorunları, ekonomi ile hukuk ve kültür arasındaki uyumsuzluğun bir sonucudur.

Peki, Türkiye bu noktaya nasıl geldi? Tarihsel olarak bakıldığında, hukukun ve demokratik mekanizmaların yeterince güçlendirilememesi, kısa vadeli politikaların uzun vadeli kalkınmayı gölgelemesi, ekonomik planlamadaki öngörüsüzlük ve eğitim sistemindeki aksaklıklar birikerek bu tabloyu ortaya çıkardı. Krizler, genellikle yapısal sorunları gizleyici bir perde olarak ortaya çıkmıştır; ekonomik göstergelerde bir iyileşme olsa bile, hukuk ve eğitim alanındaki zafiyetler, sürdürülebilir büyümenin önünde engel olmuştur.

Türkiye’de ekonomik krizlerin çözümü, yalnızca faiz oranları, teşvik paketleri veya ithalat-ihracat politikalarıyla sınırlı değildir. Asıl mesele, hukuk sisteminin güvenilir, öngörülebilir ve adil bir şekilde işlemesi; eğitim sisteminin nitelikli ve kapsayıcı bir yapıya kavuşturulması; toplumsal ve kültürel alışkanlıkların uzun vadeli kalkınmayı destekleyecek şekilde şekillendirilmesidir. Bu üç unsur birbirine bağlıdır ve herhangi birinde eksiklik olduğu sürece, ekonomi kriz döngüsünden çıkamayacaktır.

Türkiye, tartışmaları ekonomi üzerinden yürütmek yerine, hukukun, eğitim ve kültürün güçlendirilmesine odaklanmalıdır. Aksi takdirde her yeni ekonomik reform, eski sorunları maskeler, ama çözüm getirmez. Ekonomi ve hukuk bir bütündür; bu bütünlüğü yeniden tesis etmeden Türkiye’nin krizden kalıcı olarak çıkması mümkün değildir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!