Yıllardır dijitalleşme bireyleri ve şirketleri dönüştürdü. Alışveriş yapma biçimimizden
üretim zincirlerine, vergi toplama sistemlerine kadar hemen her alan değişti. Ama şimdi
sıra en büyük oyuncuda: Devletlerde.
2025 itibariyle birçok ülke, kamu alımlarını ve devletler arası ticareti artık fiziksel
kanallarla değil, dijital platformlar üzerinden yürütmeye hazırlanıyor. Bu, yalnızca eihalelerin hızlanması değil; aynı zamanda uluslararası ticaretin yapısının platform
ekonomisine dönüşmesi anlamına geliyor.
Bir başka deyişle:
Devletler arası e-ticaret başlıyor.
Peki, bu ne anlama geliyor? Hangi ülkeler önde? Ve Türkiye bu dönüşüme nasıl ayak
uydurabilir?
⸻
B2B’den B2G’ye: Devletler de Platforma Dönüşüyor
Şirketler arası dijital ticaretin (B2B) ardından şimdi sıra B2G (Business to Government)
ve hatta G2G (Government to Government) formatına geldi.
Bu, devletlerin şu alanlarda dijitalleşmesi demek:
- E-ihale sistemleri üzerinden uluslararası alım-satım yapması,
- Dijital tedarik zincirleri ile mal ve hizmet satın alması,
- Gümrük, lojistik ve ödeme süreçlerinin blockchain tabanlı sistemlere
aktarılması.
Hindistan’ın GeM’i, BAE’nin Dijital Satın Alma Portalı ve Estonya’nın dijital devlet
altyapısı, bu dönüşümün öncüleri.
⸻
Uluslararası Ticaretin Yeni Formatı: G2G İşlemler
Geleneksel olarak devletler arası ticaret; büyükelçilikler, ticaret ataşelikleri veya yüz
yüze diplomatik temaslarla yürütülürdü. Artık bu yapı da değişiyor.
Yeni modelde: - Bir devletin kamu kurumu,
- Başka bir devletin dijital kamu pazaryerine girip,
- Online olarak doğrudan alım/satım yapabiliyor.
Körfez ülkeleri ile Asya ülkeleri arasında ortak kamu alım platformları kurulması
gündemde.
Çin, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında, dijital ticaret koridorları inşa ediyor.
Bu da gelecekte şu tür manşetleri görmemizi mümkün kılabilir:
“Türkiye, Pakistan Devleti’ne e-ihale ile 10 milyon dolarlık dron satışı yaptı.”
⸻
Türkiye Ne Yapmalı?
Türkiye’de EKAP (Elektronik Kamu Alımları Platformu), e-Devlet, ve e-Fatura sistemleri
bu dönüşümün temellerini atmış durumda. Ancak uluslararası dijital ticarette etkin
olabilmek için:
Türk üreticilerin devlet destekli dijital platformlarda yurt dışına açılması,
E-ihracatın sadece bireylere değil, yabancı kamu kurumlarına da yapılabilmesi,
TOBB, Ticaret Bakanlığı ve TÜBİTAK iş birliğiyle blokzincir tabanlı e-ihale sistemlerinin
kurulması,
Yerli yazılım firmalarının dijital devlet altyapı projelerinde aktif rol alması gerekiyor.
⸻
Son Söz
Ticaretin bu yeni sahnesinde kazananlar: - Hızlı adapte olanlar,
- Dijital ekonomiyi sadece özel sektör işi sanmayanlar,
- Ve devletlerini sadece “yönetim aracı” değil, “ekonomik oyuncu” olarak
kurgulayanlar olacak.
Devletler, 20. yüzyılda ordularla, 21. yüzyılda ise veri merkezleriyle rekabet ediyor.
Artık sınırlar dijital; platformlar ulusal değil, küresel.
Türkiye bu yeni çağda pazar yeri kuran devletlerden biri mi olacak,
yoksa sadece bu pazaryerlerinde alıcı rolünü mü üstlenecek?
Cevap, dijital strateji vizyonumuzda gizli.
Ve zaman daralıyor