Şahane Agahoğlu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Batı’nın Anketi, Halkın Gerçeğini Örtüyor

Batı’nın Anketi, Halkın Gerçeğini Örtüyor

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir milletin yüreğine bakmadan onun inancını ölçemezsiniz. Zaman zaman yapılan küresel anketlerde Azerbaycan, dünyanın en az dindar ülkeleri arasında gösteriliyor. Yüzeysel bir bakışla, sokakta başörtüsü takanların azlığı, ibadethanelere gitme oranının düşük olması ya da gençlerin sosyal medyadaki görünümü “dinî mesafe” olarak okunabiliyor. Oysa bir milleti sadece rakamlarla anlamaya çalışmak, yıldızlara dürbünle bakmak gibidir; ışığını görürsünüz ama sıcaklığını hissedemezsiniz. Azerbaycan, bin yılı aşkın süredir İslam kültürünün bir parçası olan, manevi damarlarını Hz. Muhammed’in merhametine, Hz. Ali’nin adaletine, tasavvufun inceliğine bağlayan bir halktır.

Bu halk, Kur’an’ın lafzını bazen unutur gibi görünse de, ruhunu gündelik hayatına öyle sindirmiştir ki; bir ihtiyacı gizlice gideren el, yaşlıya karşı eğilen baş, yetime uzanan el, inancın ta kendisidir. Azerbaycan’ın dinle olan ilişkisini anlamak için tarihine bakmak gerekir. 1920’de Sovyet işgaliyle birlikte camiler kapatıldı, mollalar kurşuna dizildi, Kur’an’lar yakıldı. O günleri yaşayanlar bilir: Namazı öğrenmek için Kur’an’ı gizli gizli Arap harfleriyle kumaşaltına işleyen nineler vardı. Bu sessizlik, korkunun değil, imanla yoğrulmuş sabrın sesiydi. Ateizmin devlet politikası olduğu bir dönemde, iman yüreklere gömüldü. Sessiz kaldı ama hiç ölmedi. Bugün Azerbaycan’da cami sayısı yeniden artmakta, Kur’an kurslarına katılım yükselmekte, ilahiyat fakülteleri geleceğe umutla bakmaktadır. Gençler arasında dinî metinlere ilgi giderek büyümektedir. Ancak bu dönüşüm Batı medyasının ölçü birimlerine göre değil, bir milletin kendi ritmine göre şekilleniyor. Gallup ya da Pew gibi araştırma kuruluşlarının anketlerinde Azerbaycanlıların bir kısmı kendini “dindar” olarak tanımlamıyor olabilir. Ancak “dindarlık” tanımı bile kültüreldir.

Bir Azerbaycanlı, her sabah işine gitmeden önce annesinin elini öpüyor, Allah’ın adını anıyor, kimse görmeden sadaka veriyorsa bu, ibadetin sessiz hâlidir. Din, sadece camide değil; düğünde söylenen manide, cenazede edilen duada, nevruz ateşinde edilen niyazda, Ramazan’da yapılan yardımlarda yaşar. Azerbaycan’da her Ramazan binlerce aileye iftar sofraları kurulur, kurban bayramında kırsal köylere kadar et ulaştırılır. Bunlar istatistiklere değil, insanlığın ortak vicdanına yazılır. Azerbaycan İslam’ı, bir Osmanlı şefkati ile bir Türkistan bilgeliğini harmanlamıştır. Türbeler, evliya kabirleri, halk arasında dua mekânlarıdır. Dünyanın dört bir yanında siyasi kamplaşmaların ortasında inanç, kimlik ve aidiyet tartışma konusu olurken Azerbaycan, sessizce manevî yeniden doğuşunu yaşıyor. Ne radikalizme meylediyor, ne inançsızlığa savruluyor. Bu denge, bir milletin yüzlerce yıllık irfanından başka neyle açıklanabilir? Baku’da yükselen gökdelenler, teknolojide atılan adımlar, modern eğitime yapılan yatırımlar Azerbaycan’ı geleceğe taşırken; bu modernliğin içindeki insan, dedesinin duasını, annesinin Kur’an sesini, bayram sabahı el öpmeyi unutmamıştır. Bu, çağdaşlıkla geleneğin uyumudur. Din, burada sadece bir inanç değil; aynı zamanda bir aidiyet, bir edep ve bir huzur biçimidir.

Azerbaycan inançsızlık devleti asla olmamıştır. Devlet ile din arasında saygılı ve dengeli bir ilişki vardır. Dinî yaşamın serbestliği anayasa ile güvence altına alınmış, farklı mezheplerin ibadeti desteklenmiştir. Bu da Azerbaycan’ın sadece Müslümanlara değil, tüm inançlara kucak açan bir devlet olduğunu gösterir. Azerbaycan’ın dinle olan bağı ne Batı’nın rakamlarıyla ne de Doğu’nun şablonlarıyla ölçülebilir. Bu bağ, Karabağ’da şehit düşen gencin cebinden çıkan Yasin sûresidir. Bu bağ, bir annenin oğluna “oğlum namazı bırakma” diye vasiyet etmesidir. Bu bağ, savaşta tank süren askerin Allah’a ettiği duadır. Ankete değil, yüreğe bakın. O yürek ki asırlardır “Allah’a emanet ol” diyerek sevdiklerini uğurluyor. O yürek ki suskunluğunda bile “Lâ ilâhe illallah” diyor. Azerbaycan, görünmeyeni taşıyanların, ses vermeyenlerin ülkesi değil; imanını incelikle yaşayanların vatanıdır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!