Zengezur Koridoru bugün Türk Dünyası’nın can damarıdır; İstanbul’u Almatı’ya bağlayan, bölge ekonomisini dönüştüren bir hat. Bu proje, İran’ı ekonomik izolasyondan çıkarıp Avrasya ticaretinin kalbine taşıyabilirdi. Ancak Tahran’ın korku dolu ve ideolojik politikaları, bu altın fırsatı hayali bir tehdide dönüştürdü.
Zengezur sadece dar bir geçit değil; Nahçıvan’ı Azerbaycan’a, Türkiye’yi Hazar Denizi’ne, Orta Asya’yı ise Avrupa’ya bağlayan stratejik bir köprüdür. İran için bu hat, jeopolitik boşluğunu kapatacak eksik halkaydı. Ama Tahran’daki siyasetçiler, güvensizlik duvarının ve güvenlik sloganlarının ardında kalmayı tercih ettiler.
Müzakere masasında yer almak ve anlaşma imzalamak yerine, İran Aras sınırında askeri tatbikatlar ve sert siyasi uyarılarla sahneye çıktı; sanki güç gösterisiyle uluslararası bir projeyi durdurabileceğini sandı. Oysa gerçek şu ki, başlıca aktörler — Azerbaycan, Türkiye, hatta Amerika — ilerledi ve Tahran fiilen olayın yalnız seyircisine dönüştü.
Nüfusunun %40’ından fazlası Türkçe konuşan bir ülkede, Türk Dünyası ile kültürel ve ekonomik bağları görmezden gelmek, sadece stratejik bir hata değil, açık bir öz yıkımdır. Türk Devletleri Teşkilatı bugün, İran’ın Zengezur kapısını açabilecek güçlü bir siyasi-ekonomik bloktur.
Türk Devletleri Teşkilatı: İran’ın Oyuna Dönüş Anahtarı
Bu teşkilat, beş Türkçe konuşan ülkenin yanı sıra Macaristan, Türkmenistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni gözlemci üye olarak barındırmaktadır. 2009’dan bu yana, BM Şartı’na, barışa ve dostane ilişkilere dayalı olarak faaliyet göstermektedir. İran’ın bu teşkilata katılması, ülkedeki milyonlarca Türk’ün varlığı göz önüne alındığında, mantıklı ve geleceğe dönük bir adımdır; tıpkı Ukrayna’nın Tatar nüfusu sebebiyle yaptığı başvuru gibi.
İran Cumhurbaşkanlığı’na Mesud Pezeşkiyan’ın seçilmesi, hiç şüphesiz İran Türklerinin, özellikle Güney Azerbaycan halkının geniş desteği olmadan mümkün olmazdı. Şimdi bu millet, Pezeşkiyan hükümetinden Azerbaycan ve Türkiye ile entegrasyon yoluna girmesini, çatışma yolunu terk etmesini bekliyor.
Tahran’ın Zengezur politikasında ne bağımsızlık vardı, ne de direnç; sadece İran’ı kalkınma treninden indiren pahalı bir kendi kendini yaptırım süreci vardı. Hâlâ fırsat var, ama sonsuza kadar değil. Türk Devletleri Teşkilatı’na katılmak ve Türk komşularla ilişkileri yeniden tanımlamak, İran’ın bölgesel büyük oyuna dönüşünün tek yoludur. Aksi hâlde, tarih Tahran’ın geleceğini kendi elleriyle nasıl yok ettiğini yazacaktır.