Zafer Özcivan
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Geri Dönüşümün Ekonomiden Çevreye Uzanan hikayesi

Geri Dönüşümün Ekonomiden Çevreye Uzanan hikayesi

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Doğanın Sessiz Çığlığı

Bugün sabah yürüyüşüne çıkan bir kent sakininin ilk fark edeceği şey, yol kenarlarına saçılmış plastik şişeler, ambalaj atıkları ve metal kutular olabilir. Bu manzara, modern yaşamın bize getirdiği tüketim alışkanlıklarının en görünür izlerinden biri. Ancak görünmeyen kısım çok daha büyük ve korkutucu: Çöp dağları, okyanusları kaplayan plastik adaları ve hızla tükenen doğal kaynaklarımız… Tam da bu noktada geri dönüşüm, yalnızca bir tercih değil; sürdürülebilir bir gelecek için hayati bir zorunluluk olarak karşımıza çıkıyor.

En basit tanımıyla geri dönüşüm; atıkların toplanarak yeniden işlenmesi ve yeni ürünlere dönüştürülmesi sürecidir. Ancak bu sürecin önemi, yalnızca çevreyi korumaktan ibaret değildir. Geri dönüşüm; enerji tasarrufu sağlar, hammadde ihtiyacını azaltır, istihdam yaratır ve ekonomik döngüyü güçlendirir.

Örneğin bir alüminyum kutunun geri dönüştürülmesi, yeni bir kutu üretmeye kıyasla %95 daha az enerji harcanmasını sağlar. Cam, kâğıt ve plastik atıkların geri kazanımıyla hem üretimde kullanılan doğal kaynaklar korunur hem de doğaya salınan sera gazı miktarı azaltılır. Dünya genelinde yapılan araştırmalar, geri dönüşüm uygulamalarının yaygın olduğu ülkelerde karbon ayak izinin de önemli ölçüde düştüğünü gösteriyor.

Geri dönüşümün ekonomik boyutu çoğu zaman göz ardı edilse de aslında çok ciddi bir potansiyel barındırıyor. Atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörü, istihdamdan ihracata kadar pek çok alanda katkı sağlıyor. Avrupa Birliği ülkelerinde atık sektöründe 400 binden fazla insan çalışıyor. Ülkemizde de bu sayı her geçen yıl artıyor; belediyelerin ve özel sektörün yatırımlarıyla büyüyen geri dönüşüm tesisleri, yerel ekonomilere de canlılık katıyor.

Dahası, geri dönüştürülmüş hammaddelerin kullanılması, sanayi üretim maliyetlerini düşürüyor. Örneğin, geri kazanılmış kâğıttan üretim yapmak, sıfırdan kâğıt üretmeye göre %40 daha ucuz olabiliyor. Bu da hem firmaların rekabet gücünü artırıyor hem de tüketicinin daha uygun fiyatlı ürünlere ulaşmasına yardımcı oluyor.

Geri dönüşüm yalnızca fabrikalarda ya da belediyelerin toplama merkezlerinde yapılan teknik bir işlem değildir; aynı zamanda toplumsal bir bilinç ve sorumluluk meselesidir. Evde, iş yerinde, okulda; atıkları doğru şekilde ayrıştırmak ve geri dönüşüm kutularına atmak, bireysel bir alışkanlık haline geldiğinde gerçek anlamda dönüşüm başlar.

Bu noktada eğitim ve farkındalık kampanyaları büyük önem taşıyor. Okullarda çocuklara geri dönüşümün önemi anlatıldığında, bu bilgi yalnızca bir ders olarak kalmaz; hayat boyu sürecek bir davranış biçimine dönüşür. Belediyelerin kapı kapı toplama uygulamaları, geri dönüşüm kumbaraları ve bilinçlendirme projeleri, toplumu bu konuda harekete geçirmede etkili araçlardır.

Türkiye’de Geri Dönüşümün Durumu ve Gelecek Adımlar

Türkiye’de geri dönüşüm bilinci son yıllarda önemli bir ivme kazandı. Sıfır Atık Projesi ile başlatılan kampanyalar, geri dönüşüm kutularının yaygınlaşması ve plastik poşet kullanımının ücretlendirilmesi gibi adımlar, atık yönetiminde önemli değişimlere yol açtı.

Ancak hâlen alınacak çok yol var. Türkiye’de yıllık belediye atıklarının yaklaşık %15-20’si geri kazanılıyor. Bu oran Avrupa ortalamasının oldukça altında. Daha fazla kaynağında ayrıştırma, geri dönüşüm altyapısına yatırım ve özellikle kırsal bölgelerde de bu bilincin yerleşmesi gerekiyor.

Bunun yanı sıra; depozito iade sistemlerinin genişletilmesi, tek kullanımlık plastiklerin azaltılması ve geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ürünlerin desteklenmesi, ülke genelinde geri dönüşüm oranını artırabilecek uygulamalardan bazıları.

Geleceğe Umutla Bakmak İçin

Geri dönüşüm; bir kutunun, bir şişenin ya da bir kâğıdın yeniden kullanılmasından çok daha fazlasıdır. Doğayla kurduğumuz dengenin, ekonomik refahın ve gelecek kuşaklara yaşanabilir bir dünya bırakmanın temel anahtarlarından biridir.

Her bireyin attığı küçücük bir adım; örneğin pet şişeyi geri dönüşüm kutusuna atmak, milyonlarca ton atığın doğaya karışmasını önleyebilir. Bu bilinçle hareket ettiğimizde, yalnızca çöp dağlarını azaltmakla kalmaz, doğaya ve ekonomiye değer katarız.

Geri dönüşüm bir seçenek değil, mecburiyettir. Ama daha da önemlisi; ortak geleceğimiz için bir umut kaynağıdır. Hepimiz, bu umudu büyütmek için elimizi taşın altına koyabiliriz. Çünkü dünya hepimizin evi ve bu evi korumak da hepimizin görevi.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

Zaferozcivan59@gmail.com

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Medyabir Haber Ajansı ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!