Bugün için, “Terörsüz Türkiye” idealini desteklemeyecek kimse yoktur diye düşünüyorum…
Bu bağlamda, karşılıklı atılan adımlar önemli…
PKK terör örgütünün silah bırakması…
Her şeyden önce burada biz Türkiye yurttaşlarını ilgilendiren en başat unsur, bunun sonunun gelip gelmeyeceği…
Yani bu silah bırakma ve silahların yakılması…
İnşallah bir tiyatro gösterisi değildir…
Böyle ummak istiyorum…
Neden?
Köşe yazarlarının içinde olsun yorumcuların içinde olsun, sanırım, bu atılan adımların “samimiyetini” sorgulayanlar var ki, çok haklı bir durum.
Diğer yandan…
Bu silah bırakma ve terör örgütünün tamamen eylem yapamaz hâle gelmesi nasıl bir süreç içinde olacak?
Esasında, kamuoyunun ve sade vatandaşların burada bekledikleri unsur, her şeyin şeffaf bir biçimde ortaya konması.
Silah bırakma ve silah yakma eğer bir zaman kazanma olarak algılanırsa toplumun bu sürece olan güveni, daha en baştan yara alır ve destek babında çekincede kalır.
Öte yandan, yürütülen bu “Terörsüz Türkiye” açılımının, şehit yakınlarını ve gazilerimizi de üzmemesi ve kendilerinde tekrardan tamir edilemeyecek yaralar açmamasıdır.
Terörsüz Türkiye’nin hem iç dengemizde hem de bölgesel olarak ne kadar büyük bir gelişme olduğu ortada.
Barışçıl bir çevrede yaşamak…
Ortadoğu halklarının da hakkı.
Bu bağlamda, diğer ülkelere “model” olarak takdim edilen Türkiye Cumhuriyeti’nin hem enerjisini hem de kaynaklarını geniş çerçeveden terörizme aktarmasının sönümlenmesi, bizim gelecekteki barışçıl yaşam ideallerimiz bağlamında hayati olduğunu söylemeye gerek bile yok.