Türk-İş’in Haziran 2025 açlık ve yoksulluk sınırı verileri, Türkiye’de ailelerin ve bireylerin yaşam koşullarının giderek zorlaştığını net bir şekilde ortaya koyuyor. Özellikle temel gıda fiyatlarındaki hızlı artış, sadece dört kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için gereken aylık harcamanın 26 bin TL’nin üzerine çıkmasıyla kendini gösteriyor. Ancak bu sadece başlangıç; ailelerin diğer temel ihtiyaçları için yapması gereken harcamalarla birlikte yoksulluk sınırı 85 bin TL’ye dayandı. Bu rakam, yaşam maliyetlerinin ne denli yükseldiğinin somut göstergesi.
Açlık ve Yoksulluk Sınırı Nedir?
Öncelikle “açlık sınırı” dediğimiz rakam, bir ailenin sağlıklı ve yeterli beslenebilmesi için sadece gıdaya ayırması gereken asgari tutarı ifade eder. “Yoksulluk sınırı” ise, bu gıda harcamasının yanı sıra; barınma, ısınma, eğitim, sağlık, ulaşım, giyim gibi zorunlu harcamaların toplamıdır. Yani yoksulluk sınırı altında gelire sahip olanların, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığı kabul edilir.
Yaşam Maliyetlerindeki Artış Hızı Endişe Verici
Haziran ayı verilerine göre, açlık sınırı bir önceki aya göre %4,08 artarken, yıllık artış oranı %37,60 seviyesinde gerçekleşti. Bu oran, gıda fiyatlarının geçen yılın aynı dönemine göre neredeyse yüzde 40 oranında yükseldiğini gösteriyor. Yıllık ortalama artış ise %44,58 ile gıda harcamalarındaki artışın ne kadar hızlı olduğunu ortaya koyuyor. Bu artışlar, ailelerin gıda harcamalarında ciddi bir yük anlamına geliyor.
Aynı zamanda yılın ilk altı ayındaki artış %23,87 ile hızlı bir yükseliş eğilimi olduğunu gösteriyor. Temel ihtiyaçların fiyatlarının aylık bazda bile yüzde 4’ün üzerinde artması, tüketici harcamalarını olumsuz etkiliyor ve bütçe dengelerini bozuyor.
Bekâr Çalışanlar için Yaşama Maliyeti
Tek başına yaşayan bir çalışanın aylık yaşama maliyeti 33.586 TL olarak hesaplanmış. Bu rakam, özellikle gençlerin ve tek başına geçimini sağlamaya çalışanların karşılaştığı ekonomik zorlukları gözler önüne seriyor. Gelirlerin bu seviyelerde kalması durumunda, pek çok birey temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanacak ve yaşam kalitesinde düşüş yaşanacaktır.
Neden Bu Kadar Hızlı Artış Var?
Türkiye’de enflasyon, özellikle enerji, gıda ve konut fiyatlarında yaşanan artışlarla birlikte yüksek seyretmeye devam ediyor. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, üretim maliyetlerinin yükselmesi ve küresel piyasalardaki tedarik sorunları da fiyatları yukarı çekiyor. Bunlar, doğrudan tüketiciye yansıyan maliyetler olarak karşımıza çıkıyor.
Özellikle gıda fiyatlarındaki artış, düşük gelirli aileler için yaşam mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Çünkü gelirlerinin çok büyük bir kısmı gıda ve barınma gibi temel harcamalara ayrılıyor. Bu da sosyal adaletsizliği artırıyor, gelir uçurumunu derinleştiriyor.
Sosyal ve Ekonomik Sonuçları
Yükselen yaşam maliyetleri, dar gelirli ailelerin tüketim alışkanlıklarını değiştirmesine, harcamalarını kısmalarına ve bazen sağlık, eğitim gibi hayati ihtiyaçlardan vazgeçmelerine yol açabiliyor. Bu durum, toplumda yoksulluk sınırının altında yaşayanların sayısının artması ve sosyal gerilimlerin yükselmesi riskini taşıyor.
Ayrıca, yüksek maliyetler gençlerin ekonomik bağımsızlıklarını ertelemesine, tüketici talebinin zayıflamasına ve genel ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir. Uzun vadede ise gelir dağılımındaki adaletsizliğin büyümesi, sosyal dayanışmayı zedeleyebilir.
Sonuç
Türk-İş’in verileri, Türkiye’de yaşam maliyetlerinin hızla arttığını ve birçok ailenin artık temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlandığını açıkça gösteriyor. Yoksulluk sınırının 85 bin TL’yi aşması, sadece rakamların değil, toplumun geniş kesimlerinin ekonomik sıkıntılarla boğuştuğunun somut göstergesi.
Bu tablo karşısında politika yapıcıların acil olarak enflasyonla mücadele, gelir artırıcı önlemler ve sosyal destek programlarını güçlendirmesi gerekiyor. Aksi takdirde, yaşam kalitesindeki düşüş ve sosyal sorunlar daha da derinleşebilir.
ZAFER ÖZCİVAN
Ekonomist-Yazar