Ben siyasetçi değilim. Koltuk peşinde de değilim. Ama bu ülkenin vatandaşıyım. Oy veriyorum, haber izliyorum, olan biteni takip ediyorum. Gördüğüm şu: CHP’de değişim iyi geldi. Yeni yönetim umut veriyor. Ama Kemal Kılıçdaroğlu hâlâ geri planda durmuyor, hâlâ partinin önünü kapatıyor.
Kılıçdaroğlu yıllarca CHP’nin başındaydı. Geldiğinde umutluyduk. Ama yıllar geçti, seçimler kaybedildi, insanlar hayal kırıklığına uğradı. Hele 2023’te herkes “bu sefer oluyor” dedi ama olmadı. Sonra da “kaybettik ama kazandık” gibi garip açıklamalar geldi. Açık konuşayım, halk bunu yutmadı.
Neyse ki bir değişim oldu. Özgür Özel göreve geldi, yeni bir hava esti. Parti gençleşti, ses getirmeye başladı. Meclis’te konuşmalar dikkat çekiyor, belediyelerde işler yürüyor. İnsanlar yeniden CHP’ye kulak kabartmaya başladı. Bu güzel bir şey.
Ama her güzel işin önüne bir engel çıkar ya, burada da o engel eski genel başkan gibi duruyor. Kılıçdaroğlu bir türlü sahneden çekilmiyor. Hâlâ perde arkasından işler yürüttüğü söyleniyor. Hâlâ “ben olsaydım…” havası var. Bu hem partiye, hem muhalefete zarar veriyor.
Kusura bakmasın ama artık zamanı geçti. İnsanın bazen kenara çekilmesini bilmesi lazım. Bu işte inat etmek, hem kendisine hem de temsil ettiği geçmişe zarar verir.
CHP’de bir kıpırdanma var. Halk yeniden kulak veriyor. Gençler ilgi gösteriyor. Ama bu rüzgarın önünü kesmeye çalışan eski alışkanlıklar, geçmişe takılı kalmış isimler artık kenarda durmalı.
Siyasetçi değilim ama bu gidişatı görüyorum: Yeni CHP’nin önünü açalım. Gölge etmeyin, başka ihsan istemiyoruz.