İran-İsrail arasındaki gerginlik hâlinin savaşa dönmesi, “dönüştürülmesi” Filistin’de Gazze’de yaşanan dramları unutturmamalı. Geçenlerde sabah gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu durumu:
“… Orada hâlâ her sabaha çocukların katledilmesiyle başlanıyor; her gece açlıkla tamamlanıyor…” şeklinde ifade ediyordu.
Evet…
Bu bağlamda Batı’nın riyakârlığını unutmamalıyız. İşin ilginç yanı içinde bulunduğumuz dünyanın garipliği…
Her şeyi çarçabuk harcıyor ve tüketiyoruz.
Bu iç işlerimizde de böyle dış âlemde de böyle… Hiçbir sorun, yakıcılığı senelere sarkmış sıkıntılar ne bölgesel ne de ulusötesi girişimler tam anlamıyla sonuç alacak bir biçimde çözümlenemediği için, bölük pörçük bir yaşamların savrulmuş parçalarıyız.
Daha dün içimizi parçalayan Gazze’deki dramlar; açlık, temiz suya erişememe, zalimlik, katliam görüntüleri… Bunların hiçbirini unutmamalıyız. Filistin bizim davamız değil, demek insan olmamak demektir. Amerika Birleşik Devletlerinde üniversitelerdeki öğrenciler, Gazze’deki dramlar için eylem yapabildilerse…
Bu insanlık adınadır. Avrupa kıtasındaki vicdanları körelmemiş çok uygar devletlerin yurttaşları sokaklarda İsrail’i ve yardakçılarını protesto edebildilerse bunlar sırf insan olmanın erdeminden kaynaklanmıştır.
Onun için, Gazze’deki dramı ve İsrail’in sapkın ideolojisine dayanarak yürüttüğü politikaları ve saldırganlığını, unutmamamız gerekiyor.
Bu ne ırk ne din ne de dil sorunudur. Gazze’de yaşanana tepki vermek, protesto etmek, insan olmanın erdemidir. O yüzden Gazze’de Filistinlilere yapılanları unutmamak lâzım gelir. Batılıların ikiyüzlülüğünü iyi çalışmak ve buna göre aklıselim ile gelişmeleri izlemek de, agâh olmak için önemlidir.