İsrail ve İran yıllardır tabir-i caizse it dalaşı misali çatışmakta.
Ama son tahlilde…
İsrail’in hiçbir geçerli neden yokken, İran’ı bombalaması, daha doğrusu İran topraklarına tecavüzde bulunması, sıcak temasa neden olması…
Çatışma durumundan… Savaş hâline geçilmesine neden olmuştur.
Artık şu bir gerçek: İsrail devlet terörünü, Ortadoğu coğrafyasında genişletebildiği kadar genişletme derdinde. Evet, İsrail “devlet terörü” uygulamakta. Senelerdir ifade edilen bir şey bu. Terörü sadece terör örgütlerinden bekleme aymazlığından, İsrail’in kural tanımaz, hiçbir uluslararası hukuka saygı duymadığı, insan can ve şerefine önem vermediğini; zaten Filistin ile içinde olduğu bir diğer hukuksuz devlet teröründen bilmekteyiz.
Yıllardır İsrail’in ne ulus devletlerin ne de uluslararası teamüllerin kendisini caydıracak eylem ve söylemlerine aldırmadan mütecaviz politika izleyerek, ORTADOĞU COĞRAFYASI’NIN kan gölüne dönmesindeki payı ve rolü, İsrail’i, devlet ve terör olgularıyla eşânlı anılır duruma getirmiştir.
İsrail, İran’ın stratejik kentlerini bombaladı ve infiale neden oldu. İşin ilginç tarafı, bu İsrail’in saldırısından sonra ABD’den bu saldırıdan haberimiz yoktu, açıklamasının gelmesi. Batı yakasının, söz konusu Ortadoğu bölgesi olduğunda, mesela ölen insanlar ya Filistinli ya da İranlı veya Iraklı veyahut Afganistanlı olduğunda, riyakârca bir tutum takınması, harekete geçmekte diretmesi, kapitalist emperyalizmin bu bölgedeki karanlık plan ve projelerinin yansımasıdır.
Söz konusu sarı saçlı çocuk ve siviller olduğunda, Ukrayna-Rusya savaşında Batılıların nasıl da savaşa etkin ve taraf olarak müdahil olduklarını gördük. Bu senelerdir böyledir; kâh İngiltere olsun, kâh Fransa olsun ve dünyanın jandarması olsun yani ABD, çıkarlarının olduğu bir noktada, kendilerinden olmayanların canlarını önemsemeyen politikaları yıllarca bu bölgede sürdürdüler. İnsan hakları ve hürriyet ile demokrasi adına 1 milyon insanın ölümüne neden oldular Irak topraklarında.
Bu bağlamda, Amerikan Başkanının Trump olması, sanırım bu bölgedeki sıcak çatışmaları sanki daha da fazlalaştıracak…
***
Amerika Birleşik Devletleri’nin “haberimiz yoktu” beyanatına Uzaylılar inanır, onlar da duruma “Fransız olduklarından” ötürü. Amerika’da başkanlar değişse bile, yüzyıllara dayanan politikaların ve projelerin askıya alınma durumları olmasa gerek. Yıllar önce, başkan Bill Clinton’un Kongre’ye yaptığı bir konuşmada;
“ …. Bu nedenle apartmanda olup biten her şeyden etkileniyoruz. Etkilendiğimize göre de sizden aldığım vergilerle ben bu dünyayı denetleyeceğim ki, burada bir karışıklık çıkmasın ve en üst katta oturanlar zarar görmesin.”(¹) söylemi;
Tüm dünyayı bir apartmana benzetmesi, kendilerinin de bu apartmanın en üst katında oturan insanlar olması, durumu açık ve net olarak izah etmektedir. Zaten II. Dünya Savaşından sonraki Soğuk Savaş sürecinde ve Soğuk Savaş ertesinde küreselleşmenin tüm dünyayı çepeçevrelediği aşamada, Amerika’nın iddiası bu dünyanın lideri ve koruyucusu benim idi.
Bu bağlamda, Amerika’nın haberimiz yoktu demesinin hiçbir kıymeti yok. Trump ile beraber sanırım dünyada daha fazla çatışma ve savaş hâline tanık olacağız gibi. Trump’ın devlet adamlığına yakışmayan tavır-tutum ve davranışları, devlet adamlığı nezaket ve üslubundan yoksunluğu, kafasına esen bir biçimde politikalarını sürdürmesi, iç siyasette yaşadığı tıkanmalar, Amerikan derin devletiyle karşıtlık yaşaması, belirttiğim gibi önümüzdeki dönemlerde çetin mücadelelerin Ortadoğu coğrafyasında yaşanmasına neden olabilecek etmenler.
Siyonizm, Filistin toprakları üzerinde ulusal bir Yahudi devleti kurma amacı taşıyan ulusal Yahudi hareketidir. Bu açıdan bakıldığında, Amerikan emperyalizminin yayılması ve diğer emperyalist devletler üzerinde egemenlik kurmasıyla beraber, emperyalist devletlerin Doğu Akdeniz’deki çıkarlarını savunma göreviyle misyonlandırılan İsrail Devleti, ABD’nin tam desteği ve savunma takviyeleriyle Siyonizmin varlığını olumlamaya ve yaşam alanını genişletmeye başlamıştır.
Amerika Birleşik Devletleri’nin ve İngiltere’nin zımnen desteği her zaman İsrail Devleti’nin arkasında olmuştur. Zaten olan biteni biliyoruz da, bu bölgedeki ulus devletlerin çok dikkatli olması gerekmekte. Bu bağlamda MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli’nin “Nihai hedef Türkiye” ikrarı, zaten ayık ve uyanık olmamız için net bir mesajdır.
(¹), Emre, Kongar, Küresel Terör ve Türkiye, Remzi Kitabevi, sayfa 23