Ortadoğu, tarih boyunca hem medeniyetlerin beşiği hem de çatışmaların merkezi oldu. 2025 yılı itibarıyla bölge, yine çok boyutlu bir kriz sarmalının içinde. Ancak bu kez tablo her zamankinden daha karmaşık ve çok aktörlü.
Gazze Ateşi Sönmüyor
İsrail-Filistin çatışması, neredeyse tüm Ortadoğu denklemine etki eden en önemli başlık olarak öne çıkıyor. Gazze’de binlerce sivilin hayatını kaybettiği saldırılar, hem bölgesel hem de küresel vicdanı yaralıyor. ABD’nin İsrail’e verdiği koşulsuz destek ve İran’ın Hamas’a olan yakınlığı, bu çatışmayı sadece bir sınır meselesi olmaktan çıkarıp vekalet savaşına dönüştürüyor.
İran-İsrail Gerilimi Tırmanıyor
İran’ın bölgedeki nüfuzu artarken, İsrail ile arasındaki gerilim doğrudan çatışma sınırına kadar geldi. Nisan 2025’te yaşanan karşılıklı füze saldırıları, bölgeyi savaşın eşiğine taşıdı. Bu kriz, aynı zamanda Körfez ülkelerinin de güvenlik politikalarını yeniden şekillendirmesine yol açtı.
Suudi Arabistan ve BAE’nin Yeni Yönü
Bir yandan İsrail’e karşı Arap dünyasının desteği aranırken, diğer yandan Körfez ülkeleri ekonomik ve diplomatik dengeleri korumaya çalışıyor. Suudi Arabistan, ABD ve Çin arasında denge siyaseti güderken, BAE ise enerji dışı alanlarda küresel yatırımlara odaklanıyor.
Suriye ve Irak’ta Durgun Gerginlik
Suriye’de ülkenin kuzeyi başta olmak üzere çeşitli alanlarda Türkiye, İran ve Rusya etkisi hissediliyor. Irak’ta ise hükümet istikrarsızlığı sürüyor, özellikle İran’a yakın milis gruplar üzerinden ülkede büyük bir gölge savaşı yaşanıyor.
Türkiye’nin Rolü Ne Olacak?
Ortadoğu’daki gelişmeler Türkiye’yi doğrudan ilgilendiriyor. Hem insani hem ekonomik hem de güvenlik açısından Türkiye, dengeli ama etkin bir dış politika yürütmek zorunda. Gazze konusunda net bir duruş sergilese de, İran-İsrail geriliminde denge politikası daha çok göze çarpıyor. Ankara, arabuluculuk fırsatlarını artırmak isterken, aynı zamanda sınır güvenliği, enerji yolları ve göç baskısı gibi sorunlarla baş etmeye çalışıyor.
Sonuç: Yeni Bir Ortadoğu Şekilleniyor
Ortadoğu’da sınırlar belki değişmiyor ama etkiler ve ittifaklar yeniden yazılıyor. Enerji, güvenlik, su kaynakları ve ideolojik ayrışmalar; yeni krizlerin hem tetikleyicisi hem de bahanesi olacak. Bu nedenle “Ortadoğu’da ne oluyor?” sorusunu sormaya devam edeceğiz. Çünkü cevabı, sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı etkiliyor.